Anne sütündeki besin maddelerinin dengesi en ideal ölçülerdedir...
· Anne sütünde son yıllarda keşfedilen hamlet proteini, tümörlerin oluşumunu nasıl önler?
· Anne sütünün bebeğin ihtiyacına göre değişen özellikleri nelerdir?
Proteinler, temel biyoaktif moleküllerdir ve hücrenin içindeki işlemlerin yerine getirilmesi için gereklidirler. Bazı proteinler bireysel olarak veya diğer proteinlerle birlikte hareket ederler. Ancak bazılarının da protein olmayan kimyasal bileşenlerin yardımına ihtiyaçları vardır. Bu protein olmayan moleküller vitamin, mineral ya da metal iyonlar olabilirler. Vitaminler veya organik olmayan maddeler yardımcı proteinlerdir ve genel isimleri kofaktördür. Demir, magnezyum, kobalt, bakır, çinko, selenyum ise sıkça rastlanan iyonlardır ve yardımcı inorganik proteinlerdir. Bu proteinler yardımcıları ile bağlanırken aynı zamanda çok şaşırtıcı işler de yaparlar. Bunların en ilgi çekici olanlarından biri anne sütünde gerçekleşir.
Allah Anne Sütündeki Hamlet Adlı Proteini Mucizevi İşlemler Sonucunda Üretir
Anne sütü, bebeğin besin ihtiyaçlarını eksiksiz olarak gidermek ve bebeği olası enfeksiyonlara karşı korumak üzere Allah'ın yaratmış olduğu benzersiz bir karışımdır. Anne sütündeki besin maddelerinin dengesi en ideal ölçülerdedir ve bebeğin henüz olgunlaşmamış vücut sistemleri için en uygun formdadır. İçeriğindeki besin değerlerinin bebek için ideal ölçülerde olması nedeniyle bilim adamları tarafından "mucize karışım" olarak adlandırılan anne sütü, bebeğin beyin hücrelerinin büyümesini sağlayan ve sinir sistemi gelişimini hızlandıran besinler açısından da oldukça zengindir. Günümüzün en son teknolojisi ile hazırlanan bebek mamaları dahi bu mucizevi besinin yerini tutamamaktadır.Araştırmalar sonucunda, anne sütünün bebeğe olan faydalarına her geçen gün yenileri eklenmektedir.
Bilindiği gibi anne sütü birçok enzim, vitamin, nükleotid ve antikor içerir. Ancak son zamanlarda bilim adamları sütte yeni bir protein buldular.
Anne sütünün içinde ana protein olan alfa-laktalbumin adı verilen bu protein anne sütüne inek sütüne oranla daha üstün bir özellik kazandırır. Çünkü inek sütünde bu proteinin bir benzeri olan beta-laktalbum bebeğin vücudu için alerjik bir nitelik taşır.
Alfa-laktalbumin adı verilen protein normalde hamileliğin son zamanlarında ve süt verme döneminde üretilir. Bu protein sütün içindeki laktoz adı verilen şekerin sentezlenmesine yardımcı olur ve bebeğin rahat uyumasını ve stresinin azalmasını sağlar. Aynı zamanda bu protein bebeğin midesine girdiğinde özel bir yardımcı protein olan Oleik asit ile birleşir. Oleik asit, OMEGA 9 (zeytinyağının temel bileşeni) adı verilen ünlü bir yağ asididir. Kan basıncını düşürür ve beyni etkileyen ölümcül hastalıkların önlenmesini sağlar. Ancak alfa-lactalbumin ve oleik asit bir araya geldiklerinde bir mucize gerçekleşir ve “Hamlet” adı verilen, insandaki tümör hücrelerine karşı ölümcül olan bir alfa-laktalbumin proteinini üretirler.
Hamlet Çok Sayıda Tümör Hücresini Yok Eder
Yapılan çalışmalar sonucunda, hakkında yüzlerce makale yayınlanan anne sütünün son olarak da bebekleri kanserden koruduğu ispatlanmış, fakat bunun mekanizması henüz tam olarak anlaşılamamıştır. Sadece bebeğin midesinde oluşan bu kompleks protein 40 farklı tipte tümör hücresini öldürür. Bu protein hücre duvarına saldırır, içeri girer ve tümör hücrelerini birleştirdikten sonra yarım saat içinde onların şeklini değiştirmeye başlar ve 6 saat içinde öldürür. Ancak bu proteinin ilgi çekici yanı sağlıklı hücreleri ayırt edebilmesidir. Bilim adamları bu proteinin tümör hücresini nasıl tanıdığını tam olarak anlayamamışlardır. Akıl ve şuuru olmayan hücrelerin sağlıklı hücrelerle tümör hücrelerini ayırt etmeleri elbette mümkün değildir. Bu hücreler Allah’ın ilhamı ile hareket ederek hücreleri ayırt etmektedir. Kuran'da Allah'ın tüm varlıklar üzerindeki hakimiyeti şöyle haber verilmiştir:
“Ben gerçekten, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a tevekkül ettim. O'nun, alnından yakalayıp-denetlemediği hiçbir canlı yoktur. Muhakkak benim Rabbim, dosdoğru bir yol üzerinedir (dosdoğru yolda olanı korumaktadır.)” (Hud Suresi, 56)
İlginç olan nokta bu proteini oluşturan alfa laktalbumin ve oleik asidin tek başlarına tümörü yok etme özelliklerinin olmamasıdır. Alfa laktalbumin ve yağ asidi anne sütünde doğal olarak bulunur. Fakat tümörü yok eden hamlet adlı proteine dönüşmesi için bebeğin midesinde bir bileşik haline gelmesi gerekir. Allah’ın hastalıktan önce tedavisini yaratması ve tüm bu molekülleri bebeğin içeceği sütün içine koyması elbette çok büyük bir mucizedir.
Anne sütündeki protein, yağ asidi ve bebeğin midesindeki enzimler aynı zamanda yaratılmadığında tümörleri yok edici özelliği ortadan kalkmaktadır. Kuşkusuz bu, Allah’ın kusursuz yaratma sanatının en güzel örneklerinden biridir. Bir ayette şöyle buyrulur:
“Bir şeyi dilediği zaman, O'nun emri yalnızca: "Ol" demesidir; o da hemen oluverir.” (Yasin Suresi, 82)
Allah Anne Sütünü Bebeğin İhtiyaçlarına Göre Yaratır
Açıktır ki annenin kendisi; korunmaya ve beslenmeye muhtaç olarak doğan bebeği için, en ideal gıda olan anne sütünü, vücudunda üretmeye kendi karar vermemiştir. Dolayısıyla anne sütü içinde değişen besin değerlerini de, kuşkusuz annenin kendisi belirlememektedir. Çünkü bir annenin bebeği için gerekli olan besinleri an an bilmesinin imkanı yoktur. Anne kendi bedeninde oluşan sütün içeriğini de hiçbir şekilde kontrol edemez. Özelikleri tam olarak anlaşılamamış olsa bile anne sütü bebeğin geçirdiği evrelere göre değişmekte ve bebeğin hangi döneminde hangi besine ihtiyacı varsa sütün içeriği de bu döneme göre farklılık göstermektedir. Her canlının ihtiyacını bilen ve onları rızıklandıran Yüce Allah, anne sütünü annenin bedeninde, bebek için yaratmaktadır:
Bebeğin ilk doğduğu günlerde süt kolostrumdur, yani protein ve antikor açısından zengindir. Bu süt, bebeğin bağışıklığını kuvvetlendirir ve bebeğin sindirim sisteminin gelişimine yardımcı olur.
İlk 3-4 günden sonra süt daha ince, sulu ve tatlı bir forma dönüşür. Bu bebeğin susuzluğu içindir. Şeker, protein ve mineraller de bebeğin ihtiyacına göredir. Bu süt yağ açısından düşük ve karbonhidrat açısından zengindir.
Zamanla süt daha yoğun ve kremsi bir hal alır. Bu, bebeğin açlığını gidermek içindir. Aynı zamanda IgA seviyesi 10. günden en az 7.5 aya kadar yüksektir. Bu sütün içerdiği antikorlar da bireysel yani her bebeğin ihtiyacına göre farklıdır. Çünkü Allah bunun için özel bir sistem yaratmıştır. Anne bebeğe dokunup sarıldıkça, annenin vücudu bebeği kolonize eden patojenlerle bağlantıya geçer ve annenin vücudu uygun antikorları ve bağışıklık hücrelerini üretir.
Erken doğum yapan annelerin sütünde ise mucizevi bir şekilde, bebeğin ihtiyacına yönelik olarak daha fazla yağ, protein, sodyum, klorür ve demir bulunur. Nitekim kendi annelerinin sütüyle beslenen erken doğan (prematüre) bebeklerde, göz işlevlerinin daha iyi gelişmesi, zeka testlerinde daha başarılı olma gibi pek çok üstünlük tespit edilmiştir.
Anne sütünde çok az miktarda demir vardır. Çünkü demir bakteriler ve boğaz florası için bir işarettir; eğer sütte çok fazla demir olsaydı, bu enfeksiyona neden olabilirdi.
Allah bebek için bebeğin hastalıklarına özel tedaviler ve ilaç içeren özel bir besin yaratmaktadır. Bu ilacın üretim merkezi ise anne vücududur. Anne vücudu sadece bebek ile ilgilenerek istilacıları tespit eder. Bu durum tesadüflerle asla açıklanamayacak kadar kusursuzdur. Şüphesiz ki Allah bebek ve anne arasında çok özel bir bağ yaratır. Ayette şöyle buyrulur:
“Biz insana anne ve babasını (onlara iyilikle davranmayı) tavsiye ettik. Annesi onu, zorluk üstüne zorlukla (karnında) taşımıştır. Onun (sütten) ayrılması, iki yıl içindedir. "Hem Bana, hem anne ve babana şükret, dönüş yalnız Banadır."” (Lokman Suresi, 14).
Anne sütü, bebeğin en kolay sindirebileceği besindir. Çok zengin gıda içeriği olmasına karşın, bebeklerin hassas sistemlerine uygun olarak sindirimi kolaydır. Böylece bebek, besinlerin sindirilmesine daha az enerji kullandığı için, enerjisini diğer vücut faaliyetlerine, büyümeye ve organlarının gelişimine harcamış olur.
İdeal sıcaklığı ile her an hazır olan anne sütü, içinde bulunan şeker ve yağ ile beyin gelişiminde de önemli bir rol oynar. Bunun yanı sıra içeriğindeki kalsiyum gibi elementler, bebeğin kemik gelişiminde büyük bir pay sahibidir. Bu mucizevi karışım süt olarak adlandırılmasına rağmen, aslında anne sütünün %90'ı sudan oluşmaktadır. Bu da son derece önemli bir özelliktir. Çünkü bebeklerin besinin yanı sıra sıvı olarak suya da ihtiyaçları vardır. Anne sütü haricinde alınacak su ya da diğer yabancı maddelerin tam anlamda hijyeni sağlanamayabilir. Ancak %90'ı su olan anne sütü ile bebeğin su ihtiyacı da en hijyenik şekilde karşılanmaktadır.
Hamlet Dünyada Şu Ana Kadar Üretilmiş En Etkili İlaçtır
1- Çok geniş bir çeşitlilikte tümör hücresini öldürür. Ancak sağlıklı ve olgun hücrelere dokunmaz.
2- 40’dan fazla tümör hücresini, ilaçlarla tedavi edilmesi en zor olanlar dahil, öldürür.
3- Doğal ve toksik olmayan bir mekanizma ile tümör hücrelerini öldürür. Bu nedenle, kanser ilaçlarının aksine, sağlıklı dokulara zarar vermez.
4- İnsan sütünde doğal olarak bulunur ve anne sütü ile beslenen çocuklarda ve annelerinde daha düşük kanser riski sağlar.
Anne sütünü ve bu süt içinde önemli bir protein olan hamleti en güçlü ilaçlardan biri olarak sonsuz akıl sahibi Yüce Allah yaratmıştır. Rabbimiz’in Şafi (şifa veren) sıfatı bir ayette şöyle bildirilmektedir:
“Hastalandığım zaman bana şifa veren O’dur;” (Şuara Suresi, 80)