HZ. HASAN (RA)
Ehlibeyt’ten olan Hz. Hasan (ra) Peygamber Efendimiz (sav)’in torunudur. Hz. Ali (ra)’ın oğlu olup, Peygamber (sav)’ın
kızı Hz. Fatma’dan Hicretin 3. senesinde Medine’de dünyaya geldi. Hz. Muhammed
(s.a.v.) kulağına ezan okuyup, ismini “Hasan” koydu.
Hz. Hasan (ra), henüz çocuk yaşında iken Resulullah (sav)’e biat eden
çocuklardandı. O’nun mükemmel terbiyesiyle
yetiştirilip, büyüdü. Resulullah (sav) tarafından pek çok hadis-i şerif ile
iltifata mazhar oldu.
Sekiz yaşında iken önce dedesi Hz. Muhammed (sav), sonra da annesi Hz. Fatıma
vefat etti. Bundan sonra babası Hz. Ali
(ra)’ın terbiyesinde büyüdü. Hz. Hasan (ra) beyaz ve güzel yüzlü olup,
herkesten daha fazla Peygamberimiz (sav)’e benzerdi.
Hz. Hasan (ra) Allah sevgisi ile
dolu, yumuşak huylu, vakarlı, barış yanlısı, merhametli, sabır ve kerem
sahibiydi. Malını Allah yolunda harcar ve bol sadaka verirdi. Hz. Hasan (ra)
yirmi beş kere yaya olarak Hacca gitti. Onbeş erkek ve sekiz kız evladı vardı.
Tüm eşleri Hz. Hasan (ra)’ı çok sevip, aşık oldu. Hz. Hasan (ra), Hz. Hüseyin (ra) ile birlikte Peygamberimiz (sav)’in neslini
günümüze kadar devam ettiren iki mübarek şahsiyetten biridir.
Peygamber efendimiz(sav)‘in hz. Hasan (ra)’a olan sevgisi ve şefkati
Peygamberimiz, Hz.Hasan (ra)'ı çok sever, ona şefkatle muamele ederdi. Birçok
sahabe, Peygamber Efendimiz (sav)'in torunlarını nasıl sevdiğini, onlarla
nasıl ilgilendiğini ve oyunlar oynadığını aktarmıştır.
El Bera (ra): "Peygamber
Sallallahu aleyhi ve sellemi Hasan omuzunda iken gördüm." ( İmam Muhammed
Bin Muhammed bin Süleyman er-Rudani, Büyük Hadis Külliyatı, Cem'ul-fevaid min
Cami'il-usul ve Mecma'iz-zevaid, cilt 5, İz Yayıncılık, s.13 )
ADNAN
OKTAR: Dedelerinin omzunda geziyorlarmış, Peygamberimiz (s.a.v.)’in. Biri sağ
omzunda, biri sol omzunda oralarda Peygamber Efendimiz (s.a.v.) onları
gezdiriyormuş bahçede falan, mescide giderken falan da. Onların da en hoşlarına
giden şeymiş, sarılıyorlarmış dedelerine. Acayip, ikisi de birbirinden şeker,
maşaAllah. (11 Haziran 2011)
Resullullah
(sav) Hz. Hasan(ra)’ı çok sever, onunla şakalaşır, kucağına alır,
öper, mübarek sakalları ile oynamasına müsade ederdi. Hz. Zeyd (ra)'in oğlu Üsame (ra) Peygamber
Efendimiz (sav) ile ilgili şunları anlatmıştır:
"Resulullah bir dizine beni, bir dizine
de torunu Hasan'ı oturtur; sonra ikimizi birden bağrına basar ve 'Ya Rabbi,
bunlara rahmet et. Çünkü ben bunlara karşı merhametliyim' diye dua
ederdi." (Kütüb-i Sitte,
Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 2. cilt, Akçağ Yayınları,
Ankara, s.508)
Peygamber Efendimiz (sav) namaz kılarken henüz
küçük bir çocuk olan Hz. Hasan gelir, secdeye varmış olan RasuluIIah (sav)'in
sırtına, boynuna çıkardı. Rasulullah (sav) de Hz. Hasan’a olan sevgisinden ve merhametinden dolayı onun düşüp
incinmesini engellemek için secdeden yavaş yavaş kalkardı. Resulullah (sav), "dünyadaki iki
reyhanım" dediği torunları Hasan ve Hüseyin'i sık sık yanına çağırtıp
onları koklar ve bağrına basardı.
Ebû Eyyûb-i Ensârî (r.a.) şöyle anlatır: “Birgün Resûlullahın (s.a.v.)
huzuruna girmiştim. Hasan ile Hüseyin önünde oynuyorlardı. “Yâ Resûlallah! Sen
bunları çok mu seviyorsun dedim.” “NASIL SEVMEM. BUNLAR BENİM DÜNYADA
ÖPÜP, KOKLADIĞIM İKİ REYHANIMDIR!” buyurdu. (Buhari, Fedailü's-Sahabe
22, Edeb 18; Tirmizi, Menakıb 30)
“Kim
güneşi kaybederse aya başvursun. Onu da kaybederse yıldıza başvursun.” Eshâb-ı kirâm bu hadis-i şerifin izahını
isteyince Resulullah (sav) bunu şöyle açıkladı, “GÜNEŞ BENİM. AY ALİ’DİR. Fâtıma da, yıldızdır. KUZEY
KUTBUNA YAKIN OLAN O İKİ YILDIZ İSE HASAN İLE HÜSEYİN’DİR.” (Tam İlmihâl
Se’âdet-i Ebediyye sh-1011)
"Hasan ve Hüseyin'i seven, beni sevmiş, onlara
kin tutan da bana kin tutmuştur" (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 288);
Hz. Hasan (ra)’ın
halifelik dönemi
Hz. Hasan (ra) babası Hz. Ali (ra)’ın şehid edilmesiyle 661 senesinde
halife oldu. Kendisine kırkbin kişi biat etti.
Fakat, Mısır ve Şam ahalisi Muaviye’ye biat etti. Hilafetin yedinci
ayında Bağdad yanında iki tarafın ordusu savaşa hazır iken, Müslüman kanı
dökülmemesi için, Hz. Hasan (ra) hilafeti
Muaviyeye bıraktı. Bu olaya İslam tarihinde 661 yılına bu antlaşmadan
dolayı birlik yılı anlamına gelen “amü’l Cemaa” denilmiştir. Bu durum aynı zamanda Peygamber Efendimiz
(sav)’in bir mucizesini gösteriyordu.
Çünkü Hz. Hasan küçük iken Resulullah (sav) O’na işaret ederek, “Bu
oğlum Seyyiddir. Ümid ederim ki, Allahü teâlâ O’nun vasıtasıyla iki tarafın
arasını bulur” diye buyurmuştu. Hz. Hasan (ra)’ın hilafetten
çekilmesiyle Müslüman kanı dökülmedi, barış ve huzur sağlandı. Böylece Resulullah (sav)’in Hz. Hasan (ra) ile
ilgili söylediği bu söz gerçeklemiş oldu.
Hz. Mehdi (as) hz. Hasan (ra)'ın soyundandır
Peygamberimiz
(sav) hadislerinde, Müslümanların Hz. Mehdi (as)’ı doğru şekilde
tanıyabilmeleri için Hz. Mehdi (as)’ın “kesin ve ayırt edici bazı özelliklerini” bildirmiştir.
Bunlardan biri de “Hz. Mehdi (as)’ın Hz. Hasan (ra)’ın soyundan gelen bir kimse” olacağıdır.
“HZ.
MEHDİ, FATİMA’NIN EVLATLARINDANDIR VE HASAN’IN SOYUNDANDIR.“(Ebu Davud, Hz. Mehdi,
1)
Tamman, Fevaid isimli eserinde ve İbni Asakir,
Abdullah b. Amr’dan tahric ettiler. Buyurdu ki: HASAN’IN EVLADINDAN BİRİSİ (HZ. MEHDİ) doğu
tarafından çıkacak, eğer
O’na dağlar bile karşı gelse, onları ezecek, ve kendisine o dağlarda yollar
edinecektir. (Ali Bin Hüsamettin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin
Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Hz. Mehdi’sinin Alametleri, s. 22)
Resulullah (sav) hz. Mehdi (as) ve hz. Hasan (ra)’ı cennet ile
müjdelemiştir
Hakim, İbni
Mace ve Ebu Naim, Hz. Enes’den tahric ettiler. Ben Resulullah (sav)’den duydum.
Şöyle buyurdu: Biz Abdülmuttalip’in evladından yedi kişi, cennetin
efendileriyiz. Ben, Hamza, Ali, Cafer, HASAN,
Hüseyin ve HZ. MEHDİ. (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti’nin
Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, s.
19)
Hz. Ali (Ra)’In, Hz.
Hasan (Ra), Hz. Hüseyin (Ra) Ve Kendinin Şehadetleri İle İlgili Söyledikleri
Hz. Hasan (ra)
10 yıl süren İmamet dönemini çeşitli baskılar altında geçirdi. Hatta evinde
bile can güvenliği yoktu ve hicretin 50. yılında zehirlenerek şehit
edildi.
ADNAN OKTAR: Bak dedem ne diyor? Canım benim, Hz. Ali (a.s.)
şöyle buyurdu: “Allah’a yemin olsun ki ben ve bu iki oğlum Hasan (r.a.) ve
Hüseyin (r.a.) şehit edileceğiz” diyor. Sağlığında, Allah’a yemin ediyor. Peygamber
(s.a.v.) söylüyor; sen de, sen de, sen de üçünüz de şehit olacaksınız diyor
hayattayken. Vahiyle bildirildiği için o da yemin ederek bildiriyor. Bakın Hz.
Ali Keremallahü Veche Esedullah (a.s.) şöyle buyurdu: “Allah’a and olsun,
Allah’a yemin ediyorum ki ben ve bu iki oğlum şehit olacağız” diyor. “Ve benim
evlatlarımdan birini gönderecek” Hz. Mehdi (a.s.) diyor. “Kanımızı talep
edecek, bizim intikamımızı alacak” diyor. EvvelAllah evvelAllah. Nasıl? Dünya
hakimiyeti ile intikamını alıyor, değil mi? Hani soyu kesikti Peygamber
(s.a.v.)’in değil mi? İşte o tahakkuk edecek, Peygamber (s.a.v.) neslinin dünya
hakimiyeti tahakkuk edecek inşaAllah. Milyonlarca seyit ayaklanacak inşaAllah
manen. Kanımızı talep edecek diyor. Hz. Mehdi (a.s.)’ın alnına sürülmüştür
Hasan (r.a.)’ın, Hüseyin’in (r.a.)’ın ve Ali (r.a.)’ın kanı. Onların intikamını
alacak. İntikam nedir? Dünya hakimiyetidir, küfrün yeryüzünden silinmesidir.
Tabii, üç çizgi olarak alnına sürüldü inşaAllah, inşaAllah.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder