Evrenin Bir Başlangıcı Olduğu İle İlgili İtiraflar


Evrenin, materyalistlerin iddia ettikleri gibi sabit ve durağan olmadığı, tam tersine sürekli bir hareket ve değişim içinde olduğu, genişlediği saptanmıştır...

Yirminci yüzyılın başlarına dek hakim olan görüş, evrenin sonsuz boyutlara sahip olduğu, sonsuzdan beri var olduğu ve sonsuza kadar da var olacağı şeklindeydi. "Statik Evren Modeli" (Sabit Durum Teorisi) adı verilen bu anlayışa göre, evren için herhangi bir başlangıç veya son söz konusu değildi.

Materyalist felsefenin de temelini oluşturan bu görüş, evreni sabit, durağan ve değişmez bir maddeler bütünü olarak kabul ederken bir Yaratıcının varlığını da reddediyordu.

21. yüzyılın eşiğinde olduğumuz şu dönemde, evrenin bir başlangıcı olduğu, yok iken bir anda büyük bir patlamayla (Big Bang) yaratıldığı modern fizik tarafından pek çok deney, gözlem ve hesapla ispatlanmış durumdadır.

Ayrıca, evrenin, materyalistlerin iddia ettikleri gibi sabit ve durağan olmadığı, tam tersine sürekli bir hareket ve değişim içinde olduğu, genişlediği saptanmıştır. Bugün bu gerçekler bilim dünyası tarafından kabul edilmektedir.

Hoimar Von Ditfurth:

Başka bir deyişle, bilim adamları bu konuda, evrenin bir başlangıcı olduğu düşüncesini akla getiren olgulara rastlamışlardır.

Bu düşünce bilim adamlarından çoğuna öylesine devrimci, başka deyişle bilimsellikten uzak, birçok bilim adamının pek sevdiği bir deyişle tuhaf görünmüştür ki, bu eski mitosları ve dinlerdeki dünyanın sonu görüşlerini anımsatacak çarpıcı sonuçtan kaçınabilmek için ortaya bir sürü kuram ve görüş atılmıştır. Yer yer çok karmaşık bu kuramlara ve evren modellerine burada yer verecek değiliz. Çünkü başta değindiğimiz iki Amerikalı Penzias ve Wilson'un buluşlarının, bu soruya nihai bir yanıt getirmiş olduğunu düşünmekteyiz: Evrenin gerçekten de bir başlangıcı vardır. (Hoimar Von Ditfurth, Dinozorların Sessiz Gecesi 1, Alan Yayıncılık, Kasım 1996, İstanbul, Çev: Veysel Atayman, s.56)
Anthony Flew (Ünlü ateist felsefeci):

İtiraflarda bulunmanın insan ruhuna iyi geldiğini söylerler. Ben de bir itirafta bulunacağım: Big Bang modeli, bir ateist açısından oldukça sıkıntı vericidir. Çünkü bilim, dini kaynaklar tarafından savunulan bir iddiayı ispat etmiştir: Evrenin bir başlangıcı olduğu iddiasını. Sadece evrenin bir sonunun ve başlangıcının olmadığını kabul ettiğimiz sürece, evrenin şu anki varlığının mutlak bir açıklama olduğunu savunabiliriz. Ben hala bu açıklamaya inanıyorum, ama bunu Big Bang karşısında savunmanın pek kolay ve rahat bir durum olmadığını itiraf etmeliyim. (Henry Margenau, Roy Abraham Vargesse, Cosmos, Bios, Theos, La Salle II: Open Court Publishing, 1992, s.241)

Dennis Sciama (Fred Hoyle ile birlikte uzun yıllar sabit durum teorisini savunan bilim adamı):

Sabit durum teorisini savunanlarla onu test eden ve bence onu çürütmeyi uman gözlemciler arasında, bir dönem çok sert çekişme vardı. Bu dönem içinde ben de bir rol üstlenmiştim. Çünkü gerçekliğine inandığım için değil, gerçek olmasını istediğim için 'sabit durum' teorisini savunuyordum. Teorinin geçersizliğini savunan kanıtlar ortaya çıkmaya başladıkça Fred Hoyle bu kanıtları karşılamada lider rol üstlenmişti. Ben de yanında yer almış, bu düşmanca kanıtlara nasıl cevap verilebileceği konusunda fikir yürütüyordum. Ama kanıtlar biriktikçe artık oyunun bittiği ve sabit durum teorisinin bir kenara bırakılması gerçeği ortaya çıkıyordu. (Stephan Hawking, Evreni Kucaklayan Karınca, Alkım Kitapçılık ve Yayıncılık, 1993, s.62-63)

Stephen W. Hawking:

Neden evren zamanın bir ucunda, geçmiş diye adlandırdığımız bir ucunda yüksek bir düzen durumu içinde olmalıdır? Neden bütün zamanlar boyunca tamamen bir düzensizlik içinde değildir? Düzensizlik içinde olması çok daha mümkün görülebilir. Ve neden düzensizliğin arttığı zamanın yönü neden evrenin genişleme yönü ile aynıdır? Bir muhtemel görüş Yaratıcının evrenin genişleme evresi için başlangıcında yumuşak ve düzenli bir durum seçmiş olmasıdır. Neden böyle olduğunu anlamaya çalışmamalıyız veya nedenlerini sormamalıyız, çünkü evren Yaratıcının yaratması ile başlamıştır. Aslında evrenin bütün tarihinin Yaratıcı tarafından yaratıldığı söylenebilir. Görülmektedir ki, evren çok düzenli, belirlenmiş kanunlara göre gelişmektedir. (Stephen W. Hawking, "The Direction of Time", New Scientist, vol. 115, 9 Temmuz 1987, s.47)
Don Page:

Şu ana kadar bilinen hiçbir mekanizma evrenin tesadüfi bir olayla başlamasına ve şu anki yüksek düzeyine gelmesine izin vermez. (Don Page, "Inflation does not explain time assymetry", Nature, cilt 304 (3 Temmuz 1983), s.40)

Prof. Dr. Ali Demirsoy:

Ama bugün sonsuz zamanın ve sonsuz mekanın hala Allah'a ait olduğunu, evrenin sonlu ve zamanlı olduğunu, Bruno'ya ters de olsa artık biliyoruz. (Prof. Dr. Ali Demirsoy, Kalıtım ve Evrim, Meteksan Yayıncılık, Ankara, 1995, Yedinci Baskı, s.21)
Hoimar Von Ditfurth:

Bu noktadan önce ve onun başlangıcında neyin bulunduğunu bilmemiz olanaksız. Bu alan bilime kapalı. Niçin bir başlangıç olmuş olduğu sorusu da, yanıtı verilemez bir soru. Ayrıca bu başlangıç maddesinin ilk yapısının nereden kaynaklandığı, nasıl bir özellik gösterdiği, hidrojen dediğimiz bu ilk maddenin neyin ürünü olduğu türünden sorular da, bu sırlar alanının içinde kalmaktadır. (Hoimar Von Ditfurth, Dinozorların Sessiz Gecesi 3, Alan Yayıncılık, Kasım 1996, İstanbul, Çev: Veysel Atayman, s.7)

Leonard Huxley:

Yaratılış kavramı oldukça akla uygundur. Buna inanmakta hiçbir zorluk görmemekteyim. Daha önceki dönemde, bu evren var değildi ve bu görünümüne önceden var olan bir varlığın iradesi sonucunda ulaştı. (Leonard Huxley, Life and Letters of Thomas Henry Huxley, MacMillan, 1938, Vol.1 s.241)
Prof. Fred Hoyle:

Big Bang teorisi evrenin tek ve büyük bir patlama ile başladığını kabul eder. Ama bildiğimiz gibi patlamalar maddeyi dağıtır ve düzensizleştirirler. Oysa Big Bang çok gizemli bir biçimde bunun tam aksi bir etki meydana getirmiştir: Maddeyi birbiriyle birleşecek ve galaksileri oluşturacak hale getirmiştir. (Fred Hoyle, The Intelligent Universe, London, 1984, s. 184-185 )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder