Darwinizm Bir Kez Daha Çürütüldü
















Ülkelerin tarihinde, o ülkenin rutin alışkanlıklarını bozan, toplumun hafızasında ve bireylerin zihinlerinde silinmez izler bırakan bazı dönüm noktaları vardır.

İki ay önce, 15 Temmuz’da, Türkiye işte böyle bir dönüm noktası yaşadı. Bugüne dek Türk halkının bildiği herşeyin gidişatını değiştiren bir darbe teşebbüsü atlatıldı. Bu olay, ulusu etkileyen şok dalgaları ile birlikte halen sıcaklığını koruyor.

Bu karışıklığın ortasında, ülkede hakim olan yoğun tartışma konularından kısmen farklı ve büyük başarı olarak kabul edilen bir olay yaşandı.

Geçen ay İstanbul’da gerçekleşen “Yaşamın ve Evrenin Kökeni Uluslararası Konferansı” ABD’den ve Türkiye’den biyokimyagerler, astrofizikçiler ve tıp doktorlarına ev sahipliği yaptı. Etkinlik, evrim mekanizmalarının hayatın kökeni, tarihi ve tasarımını açıklayamadığını; genel algının aksine, bilimsel delillerin evrim teorisini desteklemediğini izah etmek amacıyla Türkiye’den Müslüman “Teknik Bilim Araştırma Vakfı” ile ABD’den Hristiyan “Reasons to Believe” (İnanmak için Nedenler - RTB)’in müşterek çabalarıyla gerçekleşti.

Ünlü astrofizikçi Dr. Hugh Ross’un kurduğu RTB, bilimin Allah’ın varlığını açıkça kanıtladığını anlayabilmeleri için Hristiyan gençlerini eğitmeyi amaçlıyor. Yıllar içerisinde; grubun üyeleri birçok kitap kaleme almış, ünlü etkinlikler düzenlemiş ve milyonlarca gencin bilim aracılığıyla Allah’ın yaratışını kavramasına yardımcı olmuştur.

Günün ilk konuşmacısı, Virginia ve Georgia Üniversiteleri’nde hücre zarlarındaki biyofizik alanında doktora sonrası çalışmalarını gerçekleştiren biyokimyager Dr. Fazale Rana’ydı. Dr. Rana; dinleyenleri hücre içerisinde harikulade bir yolculuğa çıkardı ve “bir Yaratıcı’nın var olması gerektiğine bilimin onu nasıl ikna ettiğini” açıkladı.

Konuşmasında, lisans eğitimindeki araştırmaların kendisini delillerin titiz bir incelemesini yapmaya nasıl yönlendirdiğini ve bunun da imanına vesile olduğunu anlattı.

Allah’ın var olduğuna beni biyokimyanın ikna ettiğini söyleyebiliriz. Biyokimyasal sistemlerdeki zarif tasarımlar, detay ve ustalık beni “Hayat nasıl başladı?” sorusunu sormaya yöneltti.” diyen Dr. Rana sözlerine şöyle devam etti:

“Bilmek istiyordum. Bilim camiası katı mekanik süreçler aracılığıyla böyle harikulade biyokimyasal sistemlerin kökenini nasıl açıklıyor?

 30 yıl önceki açıklamaları inceledikten sonra, şok oldum. Bilim camiası tarafından sunulan açıklamalar bana ne yazık ki yetersiz göründü. Kimyasal ve fiziksel süreçlerin yaşamı başlatamayacağına ikna oldum. Bu farkındalık, zarif tasarımlar ve biyokimyasal süreçle birleşti ve -entelektüel sebeplerle- beni tek bir olası sonuca götürdü: Bir Yaratıcı mevcut ve yaşamı bu Yaratıcı var etmiş olmalı.”

Dr. Rana’nın konuşmasında vardığı sonuçlar, bir bilim adamı olarak uzun kariyerinin bir toplamı niteliğindeydi. Dr. Rana sözlerine şöyle devam etti:

Biyokimyasal sistemleri incelediğimizde, bir Aklın eserine dair deliller ve bir Yaratıcı’nın parmak izlerini görüyoruz. Yaşamın kökenini kimyasal evrim ile açıklamaya çalışan her türlü girişimin başarısızlıkla sonuçlandığını gösterebiliriz. Ve laboratuvar ortamında yaşam üretme çabalarının tartışmasız olarak bir Akıl gerektirmesi; bizi gerçekten tek bir sonuçla baş başa bıraktı: Yaşamın kendisi, bir Aklın eseri olmak zorunda.”

İkinci konuşmacı olan Türk beyin cerrahı Dr. Oktar Babuna, Darwinizm’den ve dünyaya getirdiği zararlı etkilerinden bahsetti. Oldukça bilgilendirici olan konuşmasında, Dr. Babuna, 20.yy’da 300 milyon insanın ölümünden sorumlu olan Darwinizm’in herhangi bir bilimsel delile dayanmadığını vurguladı ve konuşması boyunca buna dair çok güçlü deliller sundu.

Dr. Babuna konuşmasının başında, Darwinizm’e dair açıklamalarını doğrulayan şu detaylı bilgileri paylaştı:

“Darwinizm, insanın şans eseri bir dizi olayın sonucu olarak bu dünyada var olduğu ve hayvandan türediği yalanını öne sürer. Üstelik, dünyadaki tek kanunun “hayatta kalmak ve bu hayatı devam ettirebilmek için bencil bir yaşam mücadelesi yürütmek” olduğunu iddia eder. Bu teoriye göre hayatta kalmak için, güçlü olanlar zayıf olanları ezmelidir.

Darwinizm’e göre, doğada zayıfları eleyen acımasız bir mücadele ortamı vardır. Bu fikirler, elbette, bugün dünyada gördüğümüz savaşların, şiddetin ve terörün temeli olmuştur.”

Moleküler ve Hücre Biyolojisi alanında doktorası olan Dr. Anjeanette Roberts de, evrim teorisinin yanlışlarına dair detaylı açıklamalarda bulundu ve konuşmasını şu sözlerle noktalandırdı:

“Doğa, Allah’ın varlığının güvenilir bir yansımasıdır. Kutsal metinler bize Allah’ın doğada Kendi ayetlerini gösterdiğini söyler. Sonuç olarak, Allah bilinmek ister ve Kendi varlığına dair işaretleri temiz bir aklı ve samimi bir kalbi olan kullarına açıkça gösterir.”

Los Angeles Kaliforniya Üniversitesi’nde yarı zamanlı çalışan astrofizikçi Dr. Jeff Zweerink ise, evrendeki hassas dengeleri ve ince ayarları göstererek evrene dair yapılan bilimsel keşiflerin Kutsal Kitaplarda bize verilen tariflerle nasıl eşleştiğini şöyle anlattı.

“Bilimsel tanımın Allah’ın bildirdiği detaylar ile örtüştüğü ve yaşamı desteklemek için tasarlanan bir evrende yaşıyoruz. Bu, her şeyi yaratan tek bir Allah’ın varlığına işaret ediyor.”

Bu önemli konferansın etkisinin özellikle Darwinist çevrelerde uzun süre hissedileceğine dair kuşku yok. Ancak, belki de çok daha önemlisi, bu etkinlik İslam ve Hristiyanlık dininin mensuplarının, aksi yöndeki tüm yoğun baskılara rağmen, işbirliği yapabildiğini ve hayırlı işler için birlikte çalışabildiğini gösterdi.

Aslında, hem Amerikalı bilim adamları hem Türk izleyicilerden her biri diğer tarafın gösterdiği şevk ve kucaklayan tavırdan açıkça etkilendi. Bu tavır konuşmalarına da, dinleyenlerin sorularına da ve oturum aralarına da yansıdı.

Gayretlerimiz ve benzer etkinliklerimiz devam edecek. Umuyoruz ki; bu etkinlikler sevgiden ve Hak’tan yana olan insanların harekete geçmek ve hayır yolunda işbirliği yapmak için fırsat beklediklerini göstermeye vesile olacaktır.

Bu konferans, işte buna bir örnekti ve şüphesiz sadece bir başlangıçtı.

Adnan Oktar'ın New Straits Times & News Rescue'da yayınlanan makalesi:

http://www.nst.com.my/news/2016/09/175385/darwinism-disproved-once-again

http://newsrescue.com/darwinism-disproved-once-again/



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder