Darwinizm, bilimsel bir gerçekmiş gibi sunulan hurafeler bütünüdür. Bu fikri akımı destekleyenlerin asıl amacı, evrenin sadece maddeden ibaret olduğu yalanını savunmak ve böylece toplumun bir “Yaratıcıya olan inancı”nı ortadan kaldırabilmektir. Bu amaç uğruna, evrim teorisini ilmen çürüten milyonlarca bilimsel delil gizlenirken, sırf materyalist felsefeyi savunmak adına bilimdışı Darwinist hezeyanlar da, sanki ispatlanmış birer gerçek gibi sunulmuştur.
Darwinist-materyalist klan, yalan ve masalları ilmi birer gerçekmiş gibi topluma empoze etmeye çalışmaktadır. Bunun için de dünya çapında öncelik okullara verilmiş, toplumların en aktif gücü olan aydınların ve gençlerin Allah inancından uzaklaştırılması hedeflenmiştir.
II. Abdülhamit döneminde de, Allah’ı inkar eden bu batıl felsefeyi çürütmeye yönelik hiçbir tavır alınmamıştır. Üniversite kütüphaneleri, kolejler ve okullar adeta birer Darwinizm-materyalizm merkezi haline getirilmiştir. Örnek vermek gerekirse;
· 1805’den itibaren Batılılaşma adı altında 200’den fazla kitap Arapça ve Türkçe’ye tercüme edildi. Bu kitapların hepsi dönemin materyalist, Darwinist kitaplarıydı.
· 1826 yılında Tıbhane Mektebi açıldı. Bu okulun kütüphanesi, materyalist kitaplar içeren bir kütüphane olmasıyla ünlüydü.
· Mekteb-i Tibbiye-i Adliye-i Şahane (Dönemin Tıp Fakültesi)’nde tamamen Darwinist eğitim veriliyordu. Darwin’in kitapları da dahil, dönemin tüm materyalist kitapları okutuluyordu. 1847’de okulu ziyaret eden Mc Fairlane anılarında şöyle yazıyordu: “(Okulun kütüphanesi için) ÇOKTAN BERİ BU KADAR DÜPEDÜZ MATERYALİZM KİTAPLARINI TOPLAYAN BİR KOLEKSİYON GÖRMEMİŞTİM. Kanepenin üzerinde bir kitap vardı. Aldım baktım. BU D'HOLBACH’IN DİNSİZLİK KİTABI ‘DOĞANIN SİSTEMİ’NİN EN SON PARİS BASKISIYDI. KİTABIN ÇOK OKUNMAKTA OLDUĞUNU, SAYFALARINDAN BİR ÇOK PARÇALARININ İŞARETLENMİŞ OLMASINDAN ANLADIM. Bu parçalar özellikle Tanrı’nın varlığına inanmanın saçmalığını, ruhun ölmezliği inancının imkansızlığını matematikle gösteren parçalardı...”
· 1900 yılında kurulan Darürfünun (bugünkü İstanbul Üniversitesi)’nin rektörü Hoca Tahsin, Sadrazam Reşit Paşa Avrupa’da eğitime gönderilmiş, Avrupa’da aldığı eğitim sonrasında Darwinist, materyalist olmuştur. Osmanlı’nın en ünlü materyalist isimlerinden biridir. Darülfünun (İstanbul Üniversitesi), kütüphanesine Fransa’dan çok sayıda Darwinist, materyalist kitap getirtmiştir. Bu kütüphane Darwinizm’in merkezlerinden biri olmuştur.
· 1800’lerin ortasında açılan Galatasaray Lisesi ve Robert Kolej de dönemin şartlarına uygun olarak Darwinist, materyalist düşüncenin yayılma merkezleri olmuştur.
· 1800’lerin ortasından Birinci Dünya Savaşı’nın sonuna kadar (yaklaşık 68 yıl içinde), Osmanlı’da yaklaşık 70 tane Darwinizmi ve Materyalizmi anlatan kitap basılmıştır. Bu kitapların yanı sıra, materyalizmi yaymak amacıyla yayınlanan çok sayıda dergi de bulunmaktadır.
Bu Dönemde Basılan Darwinist-Materyalist Görüşlü Kitaplardan Bazıları Şunlardır:
Darwinizm (Yazarı Subhi Ethem)
Lamarkizm (Yazarı Subhi Ethem)
Tekâmül ve Kanunlar (Yazarı Ethem Necdet)
Bir Tabiat Aliminin Dini (Haeckel’in kitabı) (çeviren Baha Tevfik)
Hikmet-i Maddiyeye Müdafaa (Maddeciliğin Savunulmasının Hikmeti) (Yazarı Ahmet Mithat)
Madde ve Kuvvet (Yazarı Baha Tevfik)
Kainat Serisi (Yazarı Ahmet Mithat)
Niçe Hayatı ve Felsefesi (Yazarı Baha Tevfik)
Bu Dönemde Okullarda Okutulan Yazılardan Bazı Örnekler:
Darulfünun’da (İstanbul Üniversitesi’nin ilk hali) doğa bilimleri okutulması için özel bir kürsü kurulmuştu ve BU KÜRSÜDE EVRİM EĞİTİMİ VERİLİYORDU.
Kürsüde okutulan makalelerden biri, Hoca Tahsin’in Tarih-i Tekvin (Yaratılış Tarihi) adındaydı ve şöyle anlatıyordu: “Bütün kainat ve varlığa hükmeden tekamül (evrim) kanunu gereğince, kainat gelecekte erişmiş olacak...”
Kürsüde Ahmed Mithat’ın makaleleri okutuluyordu. Makalelerin hepsi evrim anlatıyordu. Bazılarının başlıkları şöyle: Adem ve Nisnas (Orangutan), Hayvanatın Hissi, İnsan Tenha Yaşasa Ne Olur.
İnsan Tenha Yaşasa Ne Olur makalesinin konusu: İnsanın tamamen hayvani bir geçmişe sahip olduğu, zamanla gelişerek bugünkü düzeye ulaştığı, bir bebeğin hayvanlar arasında yaşaması durumunda tamamen hayvani özellikler göstereceği idi.
Ahmet Mithat’ın yine okullarda okutulan Dünyada İnsanın Zuhuru makalesi: “İNSANLAR BİR NEVİ HAYVAN OLDUĞUNDAN, bu nevin dünya yüzünde nasıl türemiş olduğunu elbette merak ederiz” diye başlıyordu.
Ahmet Mithat’ın okullarda okutulan İntikam başlıklı makalesinde ise vahşiliğin insanın doğası gereği olduğu anlatılıyordu:
“İNTİKAM BİR NEVİ HAKKANİYET VE ADALET-İ VAHŞİYANEDİR. Lezzet almak için fenalık edildiği pek nadir olup bunların kaynağı genellikle hırs, şan ve menfaattir. Bu halde, doğamızın özünde olan kötü davranışların bize zarar vereceğini nereden çıkarırız? DEVE DİKENİ YIRTICI İSE, YARATILIŞI BÖYLE OLDUĞU İÇİNDİR.”
Hayrullah Efendi’nin “İnsanın Satıhı Arzda Sureti İntişarı (İnsanın Meydana Çıkışı ve Yaratılışı) yazısı, okullarda en çok okutulan yazılardan biriydi. Yazıda, insanın Hz. Adem’le başlayan tarihinin dışında, bilim gözüyle anlatımı yapılması gerektiği anlatılıyordu.
Münif Paşa tarafından kurulan Cemiyeti Tedrisiye-i İslamiye grubunun amacı da yayınlanan bilim dergileriyle materyalizmi ve evrimi anlatmaktı.
İlk bilim dergisi olan Mecmua-yı Fünun evrim yazılarından oluşuyordu.
Bu Dönemde Darwinizm’i ve Materyalizmi Savunan Bazı Dernekler ve Dergiler
CEMİYET-İ İLMİYYE-İ OSMANİYE ve MECMUA-I FÜNUN
Mecmua-ı Fünun dergisinde İnsanın Yaratılışı ve Yayılışı başlıklı yazılarla evrim ve materyalizm anlatılıyor. Hemen her bölümde evrim konusu işleniyor.
EDEBİYAT-I CEDİDE ve SERVET-İ FÜNUN
Servet-i Fünun dergisinde pozitivizm, materyalizm ve natüralizm gibi akımlara ait düşünceleri olan filozoflar hakkında bilgiler yayınlanıyor. Servet-i Fünun Osmanlı’da materyalizmin metotlu şekilde savunulmasına imkan sağlayan en önemli yayındır.
İÇTİHAD KÜTÜPHANESİ ve İÇTİHAD MECMUASI
İçtihad Mecmuası ile birlikte Osmanlı’da materyalist fikirlerin yayılması sistemli bir hal almıştır. Dergide, Epikür, Darwin ve Büchner gibi materyalist düşünürlerin düzenli olarak tanıtımı yapılmıştır.
TECEDDÜD-İ İLMİ ve FELSEFİ KÜTÜPHANESİ ve 20. ASIRDA FELSEFE MECMUASI:
Dergide, düzenli olarak materyalist, pozitivist ve evrimci yazılar yayınlanmıştır. Biyolojik evrimin yanı sıra ruhun maddeden ibaret olduğu da dergide sıkça anlatılmıştır.
OSMANLI’DAKİ DARWİNİST MATERYALİST YAZAR VE ŞAHISLAR
Hoca Tahsin EFENDİ
Şu anda İstanbul Üniversitesi olan Darürfünun’un rektörüdür. Alemin oluşumu, insan ve diğer canlıların meydana gelişini evrimle açıklamasıyla ünlüdür. Darwin’in teorisini Kuran’la birleştirmeye çalışıyor. Üniversite’nin kütüphanesini Darwinist, materyalist hareketin merkezi haline getiriyor.
Ahmet Mithat EFENDİ
Çeşitli dergilerde yazdığı materyalizm ve evrim yazılarıyla ünlüdür. Dünyada İnsanın Zuhuru adlı yazısında Lamarck’ın evrim teorisine dayanarak insanın bütün güçlerini sonradan kazandığını anlatıyor. Veladet, İnsan, Dünyada İnsanın Zuhuru başlıklı yazı dizisi hazırlayarak Darwinizm’i anlatıyor.
Beşir FUAD
Yazılarında hayatın maddede kendi kendine oluştuğunu ayrıca bir hayat kudreti bulunmadığını anlatıyor. Felsefede metafiziğin yerinin olmadığını savunuyor.
Abdullah CEVDET
Osmanlı’da Darwinizm’in yayılması için en çok uğraşan kişilerden biridir. Gençliğinde dindardır, ancak Tıbbiye’de okumaya başladıktan sonra, orada kendisine verilen bir kitaptan materyalizmi öğrenip etkisinde kalıyor. Tüm yazılarında, zamanla dinin yerini biyolojik anlamda materyalizmin alacağını ispatlamaya uğraşıyor ve evrim teorisini yeni nesillere öğretiyor.
Baha TEVFİK
Darwinizm’in ve materyalizmin Osmanlı’da temsilciliğini yapan, ateizmi açıkça savunan yazarlardan biridir. Ünlü ateist materyalist Büchner’in Madde ve Kuvvet kitabını Türkçe’ye tercüme ediyor. Arkadaşlarıyla birlikte materyalizmi yayabilmek için dergiler çıkarıyor, kitaplar basıyor, çok sayıda materyalist eseri tercüme ediyor.
Subhi ETHEM:
Hem kitaplarında hem de çeşitli okullarda verdiği derslerde materyalist fikirleri sistemli olarak yaymaya uğraşıyor. Beşer ve Tabiat isimli evrimci dergi çıkarıyor. Yayınladığı kitaplardan birinin ismi Darwinizm.
Memduh SÜLEYMAN
Yazılarında evrimi ve materyalizmi savunuyor. Tüm canlıların evrimin gereği olarak değiştiğini, gelişebilmek için savaşmak zorunda olduğunu savunuyor. Darwinizm isimli kitabı var.
Dr. Ethem NECDET:
Tekamül ve Kanunlar isimli kitap yazıyor. Lamarck’ı savunuyor. Kitaplarında, organizmalardaki evrim kanunları, hayat mücadelesi, doğal seleksiyon konularını anlatıyor. Hayatın ebedi bir savaş olduğunu anlatıyor ve ‘bu savaşta kuvvetliler, mükemmel silahlarla donatılmış olanlar yaşama hakkına sahip olurken, zayıflar mahvolurlar’, diyor.
Celal NURİ
Maddenin ezeli ve ebedi olduğunu savunan, ancak bu görüşü İslam’la bağdaştırmaya çalışan yazılar yayınlıyor.
Rıza TEVFİK
Darwin’i ve Darwin’in koruyucusu Spencer’ı üstad olarak benimsiyor. Çok sayıda dergide Darwinizm’i anlatan yazılar yayınlıyor.
SONUÇ
Görüldüğü üzere, Osmanlı’nın son dönemlerinde topluma fikri açıdan yön veren kitleye Darwinizm hakim olmuştur. Sayıları az da olsa bu zümre, İmparatorluğa yön veren eğitimli-elit kesimlerde materyalizmin kabul edilmesini sağlamıştır. Darwinizm ve materyalizmin bir İslam toplumu içinde hakim duruma gelmesi demek, o toplumun bereketsizliğe sürüklenmesi, ayrışması, sevgisizleşmesi ve paramparça olması demektir. Çünkü Darwinist felsefe, Osmanlı’yı Osmanlı yapan güç olan, ‘Allah inancı’nı reddetmektedir. Sonuç olarak, bu manevi çöküntü hastalığına yakalanan Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılması kaçınılmaz hale gelmiştir.
Adnan Oktar'ın Jefferson Corner'da yayınlanan makalesi:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder