HÜCREDEKİ
PROTEİN SENTEZİ BİR MUCİZEDİR
Vücutta
her işlem, proteinler vesilesi ile gerçekleştirilir. Bu sebeple proteine her
hücrede her saniye ihtiyaç vardır.
Bunun
için vücutta her saniye protein üretimi yapılması gerekmektedir.
Vücuttaki
yaklaşık 100 trilyon hücrenin herhangi birinde protein ihtiyacı meydana
geldiğinde, hormonlar aracılığıyla DNA’ya haber gönderilir.
DNA’da
bulunan proteinler yani enzimler, üretilecek protein için gerekli olan şifreyi
DNA’dan alabilmek için harekete geçerler.
Enzimlerin,
belli bir protein üretebilmek için gereken bilgiyi bulmaları, 1000 cilttlik bir
ansiklopedi içinde TEK BİR SAYFAYI BULMAYA benzer.
DNA
üzerinde yalnızca bulunan bu şifrenin bulunduğu kısım açılır. Enzimler,
sarmalın ilgili bölümünü açar, gerekli şifrenin alınacağı kısımın bittiği yere
kadar açık tutarlar. Bunun dışında kalan bölümlerin ise açılmasına gerek
yoktur.
Görevli
enzimler şifre için gerekli bu kısmı kenarlarından tutup açık tutarken başka
bir enzim de, olay yerine gelerek, ilgili kısmın kopyasını çıkarır.
Çıkarılan
kopyaya“mesajcı RNA” adı verilir. Mesajcı RNA proteinin üretileceği fabrikaya
gitmek üzere yola çıkar.
Mesajcı
RNA aldığı kopyayı itina ile taşır ve çekirdekten çıkar. Çıkış aşamasında
çekirdeğin kapısında bekleyen kapı bekçileri vardır. Çekirdeğin içine neyin
girip neyin girmeyeceğine onlar karar verirler ve buna göre kapıyı açarlar.
Mesajcı
RNA için ise her zaman kapılar açılır.
Mesajcı
RNA kopyayı alıp çekirdekten çıkar ve bu kopyayı doğruca ribozoma götürür. Ribozom,
yeni proteinin üretileceği fabrikadır.
Mesajcı
RNAribozomun ilgili bölümüne bağlanır ve yeni proteinin üretim işlemiiçin
hazırlık başlar.
Ribozomda
yani fabrikada üretim işlemin yapılabilmesi için hammaddelerin getirilmesi ve
şifreye uygun olarak yerleştirilmesi gerekmektedir.
Bu
hammaddeler amino asitlerdir. Bu hammaddeleri getiren ise “taşıyıcı RNA”dır.Getirilen
amino asitler, her biri en az yüz dizilimden oluşan muhteşem proteinin
zincirini oluştururlar.
Amino
asitler burada, “peptid bağları” denilen özel kimyasal bağlarla birbirlerine
bağlanırlar. Bu kimyasal bağlar, en güçlü bağlardan biridir. Proteinler bu
sebeple çok sağlam yapıdadır, dış etkilerden kolay kolay etkilenmezler.
Bu
amino asitlerin sıralama şekli, o proteinin niteliğini belirleyecektir. İşte bu
sebeple sıralamada hangi amino asitin hangisinin arkasına geldiği çok
önemlidir. Enzimler bu sıralamayı yaparken, hiç hata yapmazlar.
Yeni
protein zinciri meydana getirildikten sonra, fabrikada yani ribozomda özel bir
bölmeye gönderilir ve burada zincir çeşitli katlanmalar ve bükülmeler ile
birlikte özel üç boyutlu şeklini alır.
Katlama
ve bükülmelerle meydana getirilen bu üç boyutlu şekil, proteinin niteliğini
belirleyecektir. Proteinin dizilimi eksiksiz olsa da, ona özel bir şekil verilmezse
protein işlevini yerine getiremez.
Zincir
üç boyutlu şeklini de aldığında, artık bütün işlem tamamlanmış yeni protein oluşturulmuştur.
Yeni protein bu özel bölmeden çıktığında, görevli bir enzim olay yerine gelir.
Oluşan proteini tutup alır ve tam olarak hücre için ihtiyaç duyulan yere
götürür.
Burada
genel hatlarıyla anlatmaya çalıştığımız protein sentezi işlemi, her hücrede,
her saniye iki bin kere gerçekleşir. işlemi gerçekleştiren tüm parçalar ne yapmaları gerektiğini gayet iyi
bilir. Tek bir enzim bile hedefini ve amacını şaşırmaz; fabrikada üretim asla
yanlış yapılmaz;hiçbir zaman yeni protein zincirinin özel katlama şekli
unutulmaz; taşıyıcılar, mesajcılar hiçbir zaman yönlerini şaşırmazlar. Hücre,
bu özel üretimin öneminin ve hassasiyetinin her an farkındadır.
Farkındadır, çünkü hücrenin her bir parçası her an Yüce
Rabbimiz’den ilham alır. Her bir enzim, her bir amino asit, bunları oluşturan
her bir atom, Cenab-ı Allah’ın yüce Kudreti, üstün ilmi, sonsuz Aklı’nın
tecellileridir. Tüm alemlerin Sahibi ve Hakimi olan, her an her yerde olan ve
her şeyi kuşatan Yüce Rabbimiz’e her şey boyun eğmiştir, her şey O’nun bilgisi
dahilindedir ve her şey O’na teslim olmuştur. Bütün bu alemleri yoktan yaratmak
kuşkusuz ki Rahman olan Allah için çok kolaydır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder