Komünist terörle uzlaşma olmaz





Karl Marx, insanlık tarihini diyalektik materyalizme göre kurallara oturtmaya uğraşmış, buna göre geçmişe yorumlar getirmiş ve gelecek hakkında kehanetlerde bulunmuş olan bir teorisyendi. İddialarının ve öngörülerinin doğru olmadığı bilim ve tarih tarafından ortaya kondu.
Marx kapitalist düzenin ayaklanan işçiler tarafından yıkılacağını ve bu devrimle birlikte "sınıfsız toplum" doğacağını vaat etmişti. Ancak bu hiçbir zaman gerçekleşmedi.
Marx'ın ölümünden yaklaşık 20 yıl sonra Vladimir İlyiç Lenin, Marxizm'e korkunç bir yorum getirdi. Lenin'e göre, devrimin kendi kendine olması mümkün değildi. Lenin kendince bu duruma militan bir çözüm önerdi: Devrim, Marx'ın öngördüğü gibi işçiler tarafından değil, işçiler (yani Marxist literatüre göre "proleterya") adına hareket eden, profesyonel devrimcilerden oluşan, askeri bir disipline sahip "Komünist Parti" tarafından gerçekleştirilecekti.
Komünist Parti, silahlı mücadele ve propaganda yöntemlerini kullanarak devrim gerçekleştirecek, iktidarı ele geçirdiği andan itibaren Lenin'in "proleterya diktatörlüğü" adını verdiği acımasız ve katı bir rejim kurulacak, rejim, muhaliflerini tasfiye edecek, özel mülkiyeti ortadan kaldıracak ve toplumun komünist düzene doğru ilerlemesini sağlayacaktı.

Lenin'in ortaya attığı bu teoriyle birlikte dünyanın dört bir yanında kendilerini kan dökerek devrim yapmaya adamış yüzlerce "komünist parti" veya "işçi partisi" ortaya çıktı.
İşte bunlardan biri de, gerçek ismiyle Partiya Karkeren Kurdistan (Komünist Kürt Partisi) olan PKK’dır. Kuruluş yıllarındaki bayrağında görülen orak çekiç sembolü de, örgütün ideolojisinin göstergelerinden biridir. Her ne kadar ilerleyen yıllarda bir taktik olarak bu komünist sembol bayraktan çıkarılmış olsa da, PKK her zaman komünist bir örgüt olmuştur ve komünist bir örgüt olarak kalacaktır.
 Nitekim Bölücü başı Abdullah Öcalan, PKK'yı "Kürt proleter devrimci hareketi" olarak tanımlar. PKK’nın Marksist Leninist ideolojiden asla taviz vermeyeceğini ise şöyle ifade eder:
 “PKK, Marksizm-Leninizm geleneğine uygun bir gelişme yaşamıştır. Bundan sonrası açık ki etle tırnak gibi birbirinden ayrılmayan bu miras üzerine şekillenecektir.” (Kürdistan’da Halk Kahramanlığı, s.78)
“Lenin 1900’de ne ise ben de 21. yüzyıl sosyalizmini temsil ediyorum”, diyen bölücü başı Apo, PKK’nın asıl hedefinin “KOMÜNİST TOPLUMUN KURULMASI” olduğunu ise şöyle anlatır:
 “Bizim ortamımızda sosyalizmin ve komünizmin ölçüleri egemendir. Sosyalizmde herkese emeği kadar verilir. Bu, parti (PKK) içinde de geçerlidir. BU, KOMÜNİST TOPLUMUN KURULUŞUNA KADAR DA GEÇERLİ OLACAKTIR.” (Tasfiyeciliğin Tasfiyesi, s.153)
Dolayısıyla, bölücü terörün hedefi Kürtlere bağımsızlık ve özgürlük sağlamak değildir. Bu, ana hedef olan komünist devrim için sadece bir kılıftır. Amaç kanlı bir komünist devrim gerçekleştirerek önce Türkiye’yi parçalamak, sonra da bölgede dev bir komünist devlet kurmaktır. Buna göre PKK desteğiyle Türkiye'nin Batısı'nda da komünist rejim oluşturulacak ve Türkiye Doğu Komünist Türkiye, Batı Komünist Türkiye olarak ikiye ayrılacaktır. Sonra da bütün Ortadoğu’ya komünizmi hakim etmek amaçlanmaktadır. Bu projeyi de dünyadaki tüm komünist partiler ve komünist derin devletler de destekleyip organize etmektedir.
Komünist ideolojinin en önemli özelliklerinden biri, devrime giden süreçte gerekirse geri adım atmak, ama asla asıl hedef olan devrimden vazgeçmemektir. Bir komünist için devrimden vazgeçmek mümkün değildir. Bu nedenle, komünist terörü uzlaşmayla, anlaşmayla, pazarlıkla, tavizle durdurmak diye birşey yoktur.
Nitekim tarih bu gerçeğin örnekleriyle doludur.

“Bazı kimseler bizi ZALİMLİĞİMİZ SEBEBİYLE AYIPLADIKLARI ZAMAN, bu kişilerin en basit Marksist prensipleri dahi nasıl unutabildiklerine hayret etmekteyiz.”  (Pravda, 26 Ekim 1918) diyen Lenin, proletarya diktatörlüğünü kurana kadar da kurduktan sonra da Rusya’yı kana buladı.
Köylülere toprak ve özgürlük vaat ederek gerilla savaşında onları kendi tarafına çeken Mao, on milyonlarca insanın ölümüne, yüz binlercesinin işkence görmesine, sakat kalmasına sebep oldu. Ama hiçbiri ideolojilerinden ve hedeflerinden asla vazgeçmedi.
Devrim gerçekleşinceye kadar, taktik olarak geri adım atar gibi göründüler, gerektiğinde kendini gizlediler, sözde özgürlükten, barıştan, anlaşmadan söz ettiler ama asla amaçlarından, yani Proletarya Diktatörlüğü kurma hedeflerinden hiç caymadılar.
Dolayısıyla terörle mücadelede bu gerçeğin asla göz ardı edilmemesi gerekir. PKK, komünist bir harekettir ve komünist devrim yapıp proletarya diktatörlüğü kurma hedefinden vazgeçmemiştir. Uzlaşmalarla, anlaşmalarla, pazarlıklarla, tavizlerle de vazgeçmeyecektir.
Yapılması gereken terörün ideolojisine karşı bilimsel çalışma yapmaktır.
Komünist terörü ayakta tutan Darwinizmin ve diyalektik materyalizmin geçersizliğinin bilimsel delillerle anlatılması, halka Marksizmin, Leninizmin, Stalinizmin çöktüğünün gösterilmesi teröre öldürücü darbeyi indirecektir. Devletin televizyon ve radyoları, tüm basın yayın organları, önde gelen fikir insanları, yazarlar, konuşmacılar, profesörler, eğitmenler, netice getirmeyecek tüm yöntemleri bir kenara bırakıp, anti Darwinist, anti materyalist, anti komünist ilmi çalışmanın içerisinde yer almalıdır. Bu yapıldığında, yani
            DARWINİZMİN VE MATERYALİZMİN BİLİMSEL OLARAK ÇÖKTÜĞÜ;
            DİYALEKTİK MATERYALİZMİN GEÇERSİZLİĞİNİN İSPATLANDIĞI;
            MARKSİZMİN HİÇBİR BİLİMSEL DAYANAĞININ OLMADIĞI;
            KOMÜNİZMİN İLMEN GEÇERSİZ OLDUĞU
Bilimsel delilleriyle anlatıldığında, milletimiz bu konuda sevgiyle, şefkatle ve sabırla bilinçlendirildiğinde, komünist terör de Allah’ın izni ile tarihe karışacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder