TOPRAK ALTI
MAHALLESİ HER GÜN DAHA DA GENİŞLİYOR
Bu gördüğünüz mezarların her birinin içinde, tıpkı sizin
gibi birer insan yatıyor...
Yaklaşık bir buçuk metre bitişiğinde bir komşusu daha var.
Onun yanında bir başkası...
Onun yanında bir başkası...
Fakat genişçe yer kaplayan bu arazide hiçbiri kıpırdayamaz. Kimse birbirini ziyaret edemez, kimse konuşamaz, nefes alamaz, yemek yiyemez
Etrafta seyredecekleri tek şey simsiyah karanlıktır.
Ölüm her insanın bir adım ilerisindedir.Oysa bu gerçeğe rağmen bazı insanlar gaflet içinde ölümü kendilerinden uzak görüyorlar.
Yaklaşık bir buçuk metre bitişiğinde bir komşusu daha var.
Onun yanında bir başkası...
Onun yanında bir başkası...
Fakat genişçe yer kaplayan bu arazide hiçbiri kıpırdayamaz. Kimse birbirini ziyaret edemez, kimse konuşamaz, nefes alamaz, yemek yiyemez
Etrafta seyredecekleri tek şey simsiyah karanlıktır.
Ölüm her insanın bir adım ilerisindedir.Oysa bu gerçeğe rağmen bazı insanlar gaflet içinde ölümü kendilerinden uzak görüyorlar.
İnsanların
sorgulama (zamanı) yaklaştı, kendileri ise gaflet içinde yüz çeviriyorlar.
(Enbiya Suresi, 1)
Onlar da, bir zamanlar, sizin şu anda yaptığınız gibi, televizyon izliyordu.
Onların da şu an yaşayan insanlar gibi yetişmeleri gereken işleri, çok sevdikleri arabaları, mutlu pozlar verdikleri fotoğrafları, aileleri ve geleceğe ait planları vardı.
Ancak ölümleri ile birlikte tüm bunlar hiçbir şey ifade etmeyecek hale geldi.
İnsanların çoğu ölümü düşünmekten kaçınır.
Oysa ki saatin her vuruşu, sizi öleceğiniz ana biraz daha yaklaştırır.
Bu filmi izleyen her insanın kaç gün, kaç saat, kaç dakika ömürlerinin kaldığı şu anda belirlidir.
Ve sonunda kaçınılmaz an gelir, geri sayım biter…
Bir insan 80 yıl da yaşasa, 100 yıl da yaşasa her geçen gün kaçınılmaz olan sona doğru ilerler.
Bu dünya insanların eğitim yeridir. Bu nedenle her insan, tüm yaşamını Allah’ı razı edecek davranışlarla geçirmekle sorumludur.
Toprağın altında ne malın-mülkün, ne markanın, ne de çevresindeki insanların bir değeri yoktur.
Zengin ya da fakir, güzel veya çirkin, genç ya da yaşlı her insan yalnızca birkaç metrelik bir beze sarılı olarak defnedilecektir.
Onlar da, bir zamanlar, sizin şu anda yaptığınız gibi, televizyon izliyordu.
Onların da şu an yaşayan insanlar gibi yetişmeleri gereken işleri, çok sevdikleri arabaları, mutlu pozlar verdikleri fotoğrafları, aileleri ve geleceğe ait planları vardı.
Ancak ölümleri ile birlikte tüm bunlar hiçbir şey ifade etmeyecek hale geldi.
İnsanların çoğu ölümü düşünmekten kaçınır.
Oysa ki saatin her vuruşu, sizi öleceğiniz ana biraz daha yaklaştırır.
Bu filmi izleyen her insanın kaç gün, kaç saat, kaç dakika ömürlerinin kaldığı şu anda belirlidir.
Ve sonunda kaçınılmaz an gelir, geri sayım biter…
Bir insan 80 yıl da yaşasa, 100 yıl da yaşasa her geçen gün kaçınılmaz olan sona doğru ilerler.
Bu dünya insanların eğitim yeridir. Bu nedenle her insan, tüm yaşamını Allah’ı razı edecek davranışlarla geçirmekle sorumludur.
Toprağın altında ne malın-mülkün, ne markanın, ne de çevresindeki insanların bir değeri yoktur.
Zengin ya da fakir, güzel veya çirkin, genç ya da yaşlı her insan yalnızca birkaç metrelik bir beze sarılı olarak defnedilecektir.
Mesela milyoner, katrilyoner fabrikatör falan
bey, tesisleri kurmuş, imkanları kurmuş, kendisi toprağın altında. Orada geniş
mahalle arkadaşlarıyla beraber, hep beraberler. Bitişiğinde, bilmem ne
profesörü bilmem kim, öteki tarafta hakim bilmem ne, öteki tarafında, ünlü
bilmem ne ailesi. Ben geçerken bakıyorum, aile mezarlıkları var. Herkes
birbirine orada komşu. Ama kimse birbirine gidemiyor, kimse konuşamıyor, kimse
nefes alamıyor, yemek de yiyemiyorlar. Seyrettikleri görüntü siyah, sadece
karanlığı görebiliyorlar. Nefes aldıkları koku, dünyanın en iğrenç kokusu.
Yiyecekleri ancak toprak yiyebilirler başka bir şey yiyemezler. Sürekli etleri
parçalanıyor, kemikleri parçalanıyor. Böyle bir hayat. Öbür tarafta da stereo
müzik devam ediyor. Arkadaşları samba yapıp, oynamaya devam ediyorlar. Viskiler
havalarda uçuşuyor, şampanya patlatıyorlar köpükleri üstüne başına, birbirinin
üstlerini başlarını batırıyorlar. Değil mi? Kıyafetleriyle birbirlerine hava
atıyorlar. İşte benimki şu, benimkisi bu falan diyerekten. Halbuki daha dün o
ekipte olan adam, toprağın altında duruyor. Üç gün sonra yine onların yanında
hava atanlardan bir tanesi onların yanına gidiyor, komşuları o da toprağın
altına giriyor. Mahalle genişliyor gittikçe. Toprak altı mahallesi genişliyor.
Ama adamlar yine umursamıyorlar. (Sayın Adnan Oktar’ın
13 Mayıs 2011 tarihli saat 11:00’deki A9 TV röportajından)
Ekranda
resimlerini gördüğünüz kişilerin kimi sanat dünyasının parlak yıldızlarıydı. Milyonlarca
sevenleri vardı. Tüm dünya onları
tanıyordu. Kimi siyasetçi, kimi gazeteci, kimi fabrikatördü. Kimi genç kimi ise yaşlıydı. Ortak noktaları ise tekti. Hepsinin hayatları
hiç beklemediklari bir anda sona erdi. Tıpkı onlardan önce gelip geçenler
gibi...
Şu an
ekranda resmini gördüğünüz kişi de yakın zamanda vefat eden Steve Jobs. Dünyanın bir numaralı teknoloji şirketinin
yöneticisiydi. Birçok kez dünyanın en
güçlü, en başarılı işadamı seçildi, hakkında kitaplar
yazıldı, çok zengindi ve zekiydi. Yönettiği firmayı zirveye çıkardığı
yıllarda pankreas kanserine yakalandı.
Yedi yıl süren hastalığı sonrasında 56 yaşında öldü. Ölüm, günümüzden önce yaşayanların da şu anda yaşamakta olanların da kesinlikle başlarına gelmiş ya da gelecek olan kesin bir sondur .De ki: "Elbette sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, şüphesiz sizinle karşılaşıp-buluşacaktır. Sonra gaybı da, müşahede edilebileni de bilen (Allah) a döndürüleceksiniz; O da size yaptıklarınızı haber verecektir." (Cuma Suresi, 8)
Bu cenaze törenine katılan insanlar da bir gün defnedilen kişiyle aynı konumda olacaktır.
Peki ya siz!
Hiç düşündünüz mü?
Muhtemelen bu filmi izleyen insanların arasında da genç yaşta veya hiç beklemedikleri bir anda ölecek olan kişiler var.
Siz de bu insanlardan biri olabilirsiniz!
Ey iman edenler, Allah'tan korkun. Herkes yarın için neyi
takdim ettiğine baksın. Allah'tan korkun. Hiç şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan
haberdardır. (Haşr Suresi, 18)
Unutmayın! Ölüm sizi her an yakalayabilir!
O an, belki de şu andır ya da size çok yaklaşmıştır.
Peki siz ölümle birlikte başlayacak olan gerçek hayatınız için hazırlık yaptınız mı?
O an, belki de şu andır ya da size çok yaklaşmıştır.
Peki siz ölümle birlikte başlayacak olan gerçek hayatınız için hazırlık yaptınız mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder