GİZLİ GERÇEK, ENSEST DÜNYANIN
KANAYAN BİR YARASIDIR
Aile, Türk toplumunda çok
önemli bir değerdir ve Türk aile yapısının mutlaka korunması gerekir.
Fakat her büyük toplumda olduğu
gibi, bizim toplumumuzda da akıl ve mantık yapısı bozuk, psikolojik sorunları
olan, hasta ruhlu, ahlak dışı yaşantıları olan anne ve babalar bulunmaktadır.
Bu büyük gerçek; bir insanın,
sırf anne-babası olduğu için bu ahlak yapısındaki kişilerin fikirlerine boyun eğmesi,
onlara bağlılığını koruması gibi bir durumu da ortadan kaldırır.
Unutulmamalıdır ki bugün
cezaevleri cinayet işlemiş, hırsızlık yapmış, devlete zarar vermiş, terör
eylemlerine katılmış, kendi öz çocuğuna ya da akrabasına cinsel istismarda
bulunmuş milyonlarca anne-babayla doludur. Hiçkimse, bu kişilerin çocuklarının;
anne-babalarıyla her ne olursa olsun müşterek bir hayat yaşamak zorunda
olduklarını ya da bu hasta ruhlu, suç işleme eğilimi yüksek, kriminal yapılı
insanlarla aynı çatı altında yaşamaya mecbur olduklarını iddia edemez.
Bir çocuğun sırf ailesi olduğu
için anne ve babasının düşünce yapısı ve hayat tarzını benimsemesi gibi bir
zorunluluğu yoktur. Türkiye'de ailesi komünist düşünceye sahip olan, ancak
çocukları komünist düşünceyi benimsememiş pek çok aile vardır.
Bu noktada şu soruları sormak
gerekir:
Bizzat kendi öz babası,
abisi, amcası ya da dayısı tarafından cinsel saldırıya uğrayan bir kız çocuğu
bu tüyler ürpertici ortamda ses çıkarmadan olanlara katlanarak kalmaya devam mı
etmelidir?
Bu zavallı çocuklara “o senin
babamdır, abindir, amcandır, dayındır öyle şey yapmaz” diyerek ya da “böyle birşey
başkasına söylenmez, saklı tutulur” diyerek gerçekleri görmezden gelmek hangi
akla vicdana uygun bir nasihattır?
Aileleri komünist materyalist
olduğu için bir çocuk komünist düşünceyi mi Kabul edip savunmalıdır?
aileleri gayri meşru bir yaşama
sahip olduğu için ailelerinden uzaklaşan binlerce evlat vardır. Bu evlatlara,
"Bunlar senin annen baban, gayri meşru bir hayatları da olsa, onlara
uymak, onlarla aynı hayatı yaşamak zorundasın" mı denilmelidir?
Ailesi PKK mensubu olan bir
çocuk da, ailesine bağlılık gösterip PKK'lı mı olmalıdır?
Daha çoğaltabileceğimiz bu tip
soruların cevapları ise son derece açıktır. Bir insan için, akıl ve vicdana neyin uygun neyin uygun olmadığını
bilmek son derece kolaydır. Aile ancak yüksek ahlak sahibi, son derece
vicdanlı, Allah korkusu, Allah sevgisi olan insanlardan oluşan bir müessese
olduğu sürece ailedir. Aksi takdirde yani Allah korkusu, ahlaki değerler,
güven, saygı, sevgi gibi temel unsurlar kaybedildiğinde o topluluk aile olma
özelliğini yitirir.
Allah korkusu olmayan
dolayısıyla da her türlü ahlaksızlığa açık, namussuz, şerefsiz ahlaksız
insanlara sadece biyolojik olarak anne ya da baba olmaları nedeniyle körü
körüne bir sadakat olmasını beklemek gayri ahlaki bir beklentidir. Akıl ve
mantık sahibi bir insanın böyle bir ahlak yapısını kabul etmeyeceği çok
açıktır.
1996’da yapılan araştırmaya göre 20 milyon Amerikalı,
henüz çocukken ensest maduru oldu. Fakat bunun çok küçük bir kısmı bildirildi
çünkü madur olan çocuklar aileyi parçalamaktan çekiniyorlar. Aynı kuruluşun
1991 yılında yayınladığı araştırmaya göre ensest madurlarına her yıl 16 bin
yeni vaka ekleniyor.
2006 yılında 17 bin 64 kişi aile içi şiddete maruz kaldı.
Aile içi şiddete maruz kalanarın %18 kadarı ise aile içi taciz vakasına yani
ensest ilişkiye maruz kalmıştır.
1992'de ABD'de üç eyalette yapılan
ensest araştırması, 12 yaşın altındaki tecavüz mağdurlarının yüzde 46'sının
tecavüzcüsüyle aile ilişkisi olduğunu, yüzde 20'sinin babaları tarafından
tecavüze uğradığını ortaya çıkarmıştır.
Kanada'da 1992 tarihli rapora göre 16 yaşın
altındaki kızların yüzde 17'si ensest ilişki yaşamış.
2003 tarihli Yeni Zelanda Tecavüz
Krizi Auckland Raporu'na göre çocuklukta yaşanan cinsel taciz davalarının yüzde
43'ünde tecavüzcü aile üyelerinden biri.
Türkiye’de tecavüze uğrayanların % 50’si 18 yaş altında ve bunlardan % 10’u erkek
çocuk gerisi ise kız çocuktur.
Her 4 kız çocuktan biri cinsel şiddete uğruyor. Daha çok 7–9 yaş arası çocuklar cinsel şiddete uğruyor. 5–10 yaş arası çocukların % 55'i ensest mağdurudur.
10–16 yaş arası çocukların % 40’ı ensest mağdurudur.
Cinsel saldırganların
% 75'i tanıdık biridir. Ensest olaylarında faillerin % 50'si öz baba, sırasıyla
da amcalar enişteler, ağabeyler, dedeler ve dayılardır.
Acil yardım hattını arayan kadınlardan, % 14,6'sı enseste
maruz kalmıştır.
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’na telefonla ya da gelerek
başvuranların %26’sı ensest maduru. Ensest iddiasıyla sığınağa başvuran
çocukların yüzde 25'inin vücudunda iz olmayacak şekilde enseste maruz kalmışlar.
Yüzde 13’ünün ise vücudunda derin ve yüzeysel kesikler, morluklar var.
Güvenilir araştırmalar gösteriyor ki Amerika’daki
çocukların %10 ila %20’si ensest ilişkiye maruz kalmıştır.
2006 yılında yapılan araştırmaya göre Türkiye’de her 26 dakikada 1, aile içi şiddet
olayı yaşanmıştır. Çocuk istismarı, kadın istismarı ve taciz, aile içi tecavüz
ve şiddet, ensest gibi olaylar yasal mercilere en az taşınanlar arasında
olmasına rağmen böyle büyük bir rakamla karşılaşıyoruz.
2009 VERİLERİNE GÖRE
Türkiye’de
tecavüzlerin %27’si ensest.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da kadınların %25’i ensest
maduru
Uluslararası af örgütü raporuna göre Türkiye’de
Acil yardım hattını arayan kadınların
yüzde 57'sini fiziksel şiddete, yüzde 46.9'unu cinsel şiddete, yüzde 14.6'sını
enseste, yüzde 8.6'sını tecavüze maruz kalanlar oluşturuyor.
KAMER (KADIN MERKEZİ) Başkanı Nebahat Akkoç: ’Her dört evden
birinde
ensest ilişki yaşanıyor’
Bize başvuran yaklaşık 50 bin
kadının yüzde 25’i aile içinde ensest ilişkiye maruz kalıyor
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder