Doğadaki birçok canlı türü yuvalarının, avlarının ve göç etmeleri gereken bölgelerin yerlerini hiç zorlanmadan bulabilir...
Bir hayvan göç yolculuğuna başladığında düzgün bir yol izlemesinde insanlardan çok farklı faktörler rol oynar. Göç eden her türün farklı bir yön bulma yöntemi vardır. Bu yön bulma yöntemlerinden biri de Dünya’nın manyetik alanından faydalanmaktır.
• Canlılar onları gidecekleri yöne ulaştıracak olan yolu harita ve pusula benzeri hiçbir alete ihtiyaç duymadan nasıl takip etmektedirler?
• Manyetik alanları nasıl ölçmekte ve değerlendirebilmektedirler?
• Manyetik alanın hangi değerinde hangi yöne doğru gideceklerini onlara kim öğretmektedir?
Dünyanın manyetik alanı, çekirdekte erimiş halde ve hareketli olarak bulunan demirden kaynaklanır. Manyetik alan, temel bir tanımlamayla yerkürenin içinden, okyanuslardan ve atmosferden geçip bir kutuptan diğerine ulaşan oval biçimli akış çizgileridir. Bu çizgiler ekvatorda yatay kutuplara doğru gidildikçe daha dik açılarla kesişir hale gelir. Alanın şiddeti de kutuplara yaklaştıkça artar.
Bazı hayvanların göç ederlerken bu şiddeti ve eğim açısını saptayarak yönlerini buldukları saptanmıştır.
Manyetik Alana Göre Yönlerini Belirleyen Kuşlar
Yüce Allah kuşların, Dünya’nın manyetik alanını, gözlerinde bulunan ve beynin görsel algıyı işlemeden sorumlu olan bölgesiyle bağlantılı olan bazı moleküller yardımıyla algılayabildikleri bir sistem yaratmıştır. Böylece, kuşların beyinlerinde bir pusula oluşur ve kuşlar yollarını mükemmel bir biçimde bulurlar.
Posta Güvercinleri:
Bilimsel adı Columba livia olan posta güvercinleri, yüzyıllar boyunca güçlü yön bulma yetenekleri sayesinde insanlara hizmet etmişlerdir. Güvercinleri şaşmaz bir doğrulukla yuvalarına ulaştıran manyetik algılama sistemi, bu kuşun birkaç cm boyutundaki gagasında saklıdır.
Güvercinlerin üst gagasını kaplayan derinin duyusal sinir hücresine giden ince liflerinde (dendritlerinde) demir içeren maghemit ve manyetit parçacıkları bulunur. Dendritler üç boyutlu ve oldukça kompleks bir yapıya sahiptir. Dünya’nın dış manyetik alanına çok duyarlı olan, özel yaratılmış bu alıcılar, manyetik alanda meydana gelen değişikliği üç bileşeni ile ayrı ayrı analiz ederek elde ettiği verilere göre yönlendirme yapar. Bu şekilde Dünya’nın manyetik alanıyla etkileşim sağlayan manyetitli hücreler algıladığı verileri sinirlere iletir. Sinirler ise bunları elektrik sinyallerine çevirerek beyne yorumlaması için gönderir. İşte, güvercinin yapısındaki tüm sistemlerin birbiri ile mükemmel bir uyum içinde çalışması sayesinde kuş binlerce kilometre uzaklıktaki evinin konumunu şaşmaz bir hesapla tayin edebilir.
Gaganın yapısındaki bu mükemmel detayı şuursuz atomların bir araya gelerek yapamayacağı çok açık bir gerçektir. Kuşkusuz gaganın sahip olduğu kusursuz detay, Yüce Allah’ın üstün aklının ve yaratma sanatının delillerindendir.
Leylekler:
Leyleklerin vücutlarında yeryüzünün manyetik alanını algılayan özel bir sistem olduğu ortaya çıkmıştır. Bu doğal pusula ile manyetik alan çizgilerini takip eder ve yön tayini yaparlar. Ayrıca bu sayede binlerce kilometrelik yolculuklarını hatasız olarak tamamlar ve bir sene önceki yuvalarının yerini bulurlar.
Kızıl Gerdan Kuşu (Erithacus rebecula):
Bu kuş türü de dünyanın manyetik alanına göre, özel bir mıknatıs duyusuyla kendine uçuş yönü belirler. Bu kuşun sağ gözüne adeta bir pusula yerleştirilmiştir. Kuşun sağ gözündeki bir protein kompleksi (cryptochrome), Dünya’nın etrafındaki manyetik alan çizgilerine paralel olarak kimyasal bir reaksiyona girer. Gözün içinde meydana gelen bu kimyasal reaksiyon, optik reaksiyona dönüştürülür ve bunun neticesinde kızıl gerdanlar, Dünya’nın manyetik alanını görme derecesinde iyi algılayarak yönlerini bulurlar.
Kar Kazları:
Kar kazları da manyetik alan çizgilerini takip ederek göç eden kuşlardan biridir. Kar kazları Kuzey Kutbu’na yakın bölgelerden Meksika Körfezi’ne uzanan binlerce kilometrelik uzun yolculuklarını Yüce Allah’ın kendilerine bahşettiği bu özel sistem sayesinde kolaylıkla başarır.
Kuşların dünyanın manyetik alanını hesaplayarak kendi gidecekleri yönü bulmaları için fizikte Lenz Kanunu olarak bilinen dünyanın manyetik alanını hesaplamada kullanılan formülü bilmeleri veya bir gaussmetreye (dünyanın manyetik alanını hesaplayan alet) sahip olmaları gerekir. Birçok insan bu terimlerin ne anlama geldiğini bilmez, hatta duymamıştır. Elbette ki kuşlar da gerçekte bunların ne olduğundan habersizdirler. Bedenlerinde böyle bir alet yoktur. Ayrıca manyetik alan hesaplama formülünü de bilemezler. Bütün bunları Allah’ın ilhamıyla gerçekleştirmektedirler.
Manyetik Alana Göre Yönlerini Belirleyen Deniz Canlıları
Deniz Kaplumbağaları:
Deniz kaplumbağaları caretta carettalar ile yapılan deneyler de bu canlıların dünyanın manyetik alanından faydalandıklarını ispatlamıştır. Bu canlılar, dünyanın farklı yerlerindeki manyetik alanların değerlerini önceden bilirmişçesine hareket etmekte ve okyanusta yol alırken buna göre yönlerini belirlemektedirler.
Kuzey Carolina Üniversitesi’nden Kenneth Lohmann ve ekibi bu canlıların göç hareketini gözlemlemişlerdir. Florida’nın doğu kıyılarında yumurtadan çıkar çıkmaz okyanusa yönelen bu hayvanlar doğruca Kuzey Atlantik Döngüsü denen ve Sargasso Denizi’nin (Atlas Okyanusu’nun kuzey kesimi) etrafını dolaşan büyük bir akıntıya gitmektedirler. Bu halkanın içinde kuzeydoğuya, Avrupa’ya doğru gidip daha sonra güneye yönelen kaplumbağalar, bu sıcak ve besince zengin halka içinde 5-10 yıl geçirdikten sonra tekrar Kuzey Amerika’ya dönmektedirler. Lohmann ve ekibi deniz kaplumbağalarının göç yollarını bulabilmek için bölgesel manyetik alanlardan faydalanıp faydalanmadıklarını gözlemlemek istemişler, bu amaçla bir düzenek kurmuşlardır. Büyük bir su tankı yapılmış, dışına da manyetik alanlar oluşturan bobinler konulmuştur. Sonuç kaplumbağaların manyetik alan haritalarını okuyabildiğini ve bu canlıların mükemmel bir algı mekanizmasına sahip olduklarını göstermiştir. Kuşkusuz kaplumbağalardaki bu kompleks yapı Yüce Allah’ın üstün aklı ve yaratma sanatındaki kusursuzluğu ispatlayan örneklerden sadece biridir.
Istakozlar:
Istakozların Atlas Okyanusu’nun batısındaki sıcak sularda yaşayan dikenli ıstakoz (Panilurus argus) türü her sonbahar yuvasını bırakıp uzun bir yolculuğa çıkar ve güneye daha sıcak sulara gider. Binlerce ıstakoz, anteniyle önündekine tutunur ve gruplar halinde ilerler.
Larry Boles ve Kenneth Lohmann’ın deneyleriyle bu canlıların, hayvanlar aleminin en becerikli yön bulucularından biri oldukları kanıtlanmıştır. Yapılan deneylerde ıstakozların, vücutlarında bir tür harita oluşturdukları ve kalkış noktasından itibaren koordinat takibi yapabildikleri ortaya çıkmıştır. Tüm bunlar ıstakozdaki sistemin özel olarak yaratıldığını ortaya koymaktadır. Allah ıstakozu yaratmış ve onu özel sistemlerle donatmıştır.
Yılanbalıkları:
Yılanbalıkları yavrulamak için Avrupa sahillerinden 6.000 km uzaklıktaki Sargasso Denizi’ni tercih ederler. Belli bir güce erişen yavrular, Sargasso Denizi’nden ayrılarak okyanuslardan akarsulara uzanan yolculuklarına başlar. Kesin olmamakla beraber biyologlar yılanbalıklarının bu yolculuklarında doğru rotayı, dünyanın manyetik alanını kullanarak bulduklarını düşünmektedirler. Ömürlerinin altı ile yirmi yılını akarsularda geçiren yılanbalıkları, soylarını devam ettirmek için tatlı suları terk edip dünyaya geldikleri yere doğru ‘son yolculuklarına’ çıkarlar. Buraya ulaşmaları yaklaşık üç senelerini alır. Sargasso Denizi’ne vardıklarında yavrularlar ve bu sularda ölümü beklerler. Bu canlılar hiç bilmedikleri tatlı sulara henüz yavru iken gitmekte ve çok küçükken terk ettikleri yuvalarını yıllar sonra kolaylıkla bulabilmektedirler. Kuşkusuz yolculukları sırasındaki bu detayların derinlemesine düşünülmesi, bunların elbette kendi kendine oluşamayacağını evrimcilerin iddia ettiği gibi kör tesadüflerin böyle mükemmel bir sistem meydana getiremeyeceklerini açıkça ortaya koyar. Aksine ince hesaplar ve detaylar bunun üstün bir aklın eseri olduğunu kanıtlar. Bu eşsiz aklın sahibi ise alemlerin Rabbi olan Yüce Allah’tır.
Kaplan Türü Köpek Balıkları:
Bu köpek balıkları üzerinde araştırma yapan Amerikalı bilim adamları bu canlıların yüksek yön bulma kabiliyetine sahip olduklarını kanıtlamışlardır. Bu balıklar kendileri için önemli olan bölgelerin zihin haritalarına sahiptirler. Daha önce Hawaii’de yapılan bilimsel araştırmalarda, köpek balıklarının derin kanallardan yüzerek 50 kilometre mesafedeki zengin besin ortamlarını bulabildikleri saptanmıştı. Son araştırmada köpek balıklarının kendi belirledikleri yolları takip ettikleri ispatlanmıştır. Bu yol bulma yeteneği köpek balıklarının yerkürenin manyetik alanından faydalanmalarıyla kazanılmıştır. Ancak diğer canlı türlerinden farklı olarak köpek balıklarının vücutlarında manyetik alıcılar bulunmaz.
Köpek balıklarının yönlerini bulabilmeleri okyanustaki su akımları, su sıcaklığı ya da koku ile ilgili olduğu tahmin edilse de araştırmacılar köpek balıklarının yolculuklarının büyük bölümünün geceleri gerçekleşmesi sebebiyle bu faktörlerden ziyade manyetik alandan faydalanma ihtimallerinin güçlü olduğunu belirtmektedirler.
Manyetik Alana Göre Yönlerini Belirleyen Bir Sürüngen Türü: Semender
Semenderler araştırma sonuçlarına göre, yaşadıkları yerden uzaklaştırıldıklarında, evlerine dönebilmek için manyetik bir harita kullanırlar. Dünyanın manyetik alanındaki yoğunluk ve küçük farklılıkları algılayabilmesi, semenderin bir pusuladan bile daha iyi yön bulucu olduğunu kanıtlar. Kırmızı benekli doğu semenderi (Notophthalmus viridescens), manyetik alandan elde ettiği harita bilgisinde, eşi görülmemiş türde bir duyumsal işlem sergiler. Her geçtiği yerde bu harita genişler. Manyetik altıncı hissin ardındaki bu mekanizma, hala çözülememiştir. Manyetik alan kimyasal tepkimeleri harekete geçirebilir ve bu, bazı türlerde tanımlanan biyokimyasal pusulanın temelini oluşturur. İşlem, görme sistemleriyle de doğrudan ilişkilidir. Bilim adamları hayvanların manyetik alanı görebildiklerini düşünmektedirler.
Yüce Allah, semendere yönünü rahatlıkla bulabilmesi için manyetik bir harita vermiş ve onu nasıl kullanması gerektiğini de ilham etmiştir. Semendere üstün bir konumlandırma yeteneği sağlayan manyetik algılama sistemi, bu sistemin birbiri ile tam bir uyum içinde çalışması, küçük bir beden içinde saklı olan mükemmel detaylar hiçbir şuuru olmayan tesadüflerin eseri olamaz. Tesadüflerin evrimcilerin iddia ettiği gibi böylesi muhteşem bir yapıya sahip canlıyı meydana getirmesi, bu canlıya fizyolojik sistemler eklemesi, mümkün değildir. İnsanların uzun yıllar boyunca uğraşarak bir benzerini elde edemedikleri bu sistemi, semenderler sonsuz bilgi ve kudret sahibi Yüce Allah’ın onlara bahşetmesi ile ilk yaratıldıkları günden beri kullanmaktadırlar. Alemlerin Hakimi olan Yüce Allah, tüm kainatın sahibi olduğunu ve dilemesi ile tüm kainatı bir anda yaratıp, ona kusursuz bir düzen verdiğini bir Kuran ayetinde şöyle bildirmektedir:
“Göklerin ve yerin mülkü O’nundur; çocuk edinmemiştir. O’na mülkünde ortak yoktur, her şeyi yaratmış, ona bir düzen vermiş, belli bir ölçüyle takdir etmiştir.” (Furkan Suresi, 2)
Canlıların Manyetik Alana Göre Yön Bulmaları Allah’ın Dilemesiyle Gerçekleşir
Pusulalar, dünyanın manyetik alanını kullanarak yönleri gösterirler. Bu özellikleriyle de hava ve deniz yolculuklarında hayati bir önem taşırlar. Pusulanın icadı ve insanlar tarafından kullanımı belli bir birikim ve eğitim sonucu ortaya çıkmıştır. Bununla beraber bazı canlı türleri uzun yolculuklarında “kendi pusulalarını” kullanırlar. Doğadaki birçok canlı türü yuvalarının, avlarının ve göç etmeleri gereken bölgelerin yerlerini hiç zorlanmadan bulabilir. Bu canlılar bir bilgiye sahip değilken ve bu konuda hiçbir eğitim almamışken bunu başarabilirler.
Elbette ki bu canlıların vücutlarında yön ve uzaklık tayin etmelerini sağlayan dijital dedektörler, GPS sistemleri ya da pusulalar yoktur. Hepsinde etten kemikten ve sinirlerden oluşmuş organlar bulunur. Ancak bu canlılar, Yüce Allah’ın dilemesiyle yönlerini kusursuzca bulurlar. Çünkü bütün bu canlılar, yaratıldıkları ilk andan itibaren bu üstün özelliklerle donatılmışlardır. Ortada kör tesadüflerle açıklanabilecek sözde bir evrimsel süreç yoktur. Canlıların her birindeki birbirinden farklı bu şaşırtıcı özellikler, onların çok ince bir plan ve dengeyle, yaşayacakları ortama uygun olarak yaratıldıklarını gösterir.
Her Yaratılış Delili Allah’a Yakınlaştıran Bir Vesiledir
Dünya dev bir mıknatıstır ve bir çubuk mıknatıstaki gibi kuzey ve güney kutuplarına sahiptir. Bu, insanların yollarını bulması için önemlidir. Çünkü manyetik çekimin kanunlarını izleyen pusulanın manyetik iğnesi her zaman Dünya’nın manyetik kuzey kutbunu gösterir. Göç eden hayvanlar da yönleri hakkında emin olmak zorundadırlar ve kendilerini bir rotada tutmalıdırlar. Onlar da bu amaçla Dünya’nın manyetik alanına başvururlar. Ama onlarca yoğun araştırmalar yapılmasına rağmen bu yol bulucuların ne çeşit bir pusula kullandıklarını bulmak zordur. Gerçekte tüm bunlar yaratılışın delillerindendir. Allah yeryüzünde, gökyüzünde, denizlerde kısacası tüm evrende üstün akıl gerektiren bu yaratılış delillerine çeşitli örnekler verir. Akıl ve vicdan sahipleri de bunları görüp tanırlar ve Allah’a imanları artar.
• Canlılar onları gidecekleri yöne ulaştıracak olan yolu harita ve pusula benzeri hiçbir alete ihtiyaç duymadan nasıl takip etmektedirler?
• Manyetik alanları nasıl ölçmekte ve değerlendirebilmektedirler?
• Manyetik alanın hangi değerinde hangi yöne doğru gideceklerini onlara kim öğretmektedir?
Dünyanın manyetik alanı, çekirdekte erimiş halde ve hareketli olarak bulunan demirden kaynaklanır. Manyetik alan, temel bir tanımlamayla yerkürenin içinden, okyanuslardan ve atmosferden geçip bir kutuptan diğerine ulaşan oval biçimli akış çizgileridir. Bu çizgiler ekvatorda yatay kutuplara doğru gidildikçe daha dik açılarla kesişir hale gelir. Alanın şiddeti de kutuplara yaklaştıkça artar.
Bazı hayvanların göç ederlerken bu şiddeti ve eğim açısını saptayarak yönlerini buldukları saptanmıştır.
Manyetik Alana Göre Yönlerini Belirleyen Kuşlar
Yüce Allah kuşların, Dünya’nın manyetik alanını, gözlerinde bulunan ve beynin görsel algıyı işlemeden sorumlu olan bölgesiyle bağlantılı olan bazı moleküller yardımıyla algılayabildikleri bir sistem yaratmıştır. Böylece, kuşların beyinlerinde bir pusula oluşur ve kuşlar yollarını mükemmel bir biçimde bulurlar.
Posta Güvercinleri:
Bilimsel adı Columba livia olan posta güvercinleri, yüzyıllar boyunca güçlü yön bulma yetenekleri sayesinde insanlara hizmet etmişlerdir. Güvercinleri şaşmaz bir doğrulukla yuvalarına ulaştıran manyetik algılama sistemi, bu kuşun birkaç cm boyutundaki gagasında saklıdır.
Güvercinlerin üst gagasını kaplayan derinin duyusal sinir hücresine giden ince liflerinde (dendritlerinde) demir içeren maghemit ve manyetit parçacıkları bulunur. Dendritler üç boyutlu ve oldukça kompleks bir yapıya sahiptir. Dünya’nın dış manyetik alanına çok duyarlı olan, özel yaratılmış bu alıcılar, manyetik alanda meydana gelen değişikliği üç bileşeni ile ayrı ayrı analiz ederek elde ettiği verilere göre yönlendirme yapar. Bu şekilde Dünya’nın manyetik alanıyla etkileşim sağlayan manyetitli hücreler algıladığı verileri sinirlere iletir. Sinirler ise bunları elektrik sinyallerine çevirerek beyne yorumlaması için gönderir. İşte, güvercinin yapısındaki tüm sistemlerin birbiri ile mükemmel bir uyum içinde çalışması sayesinde kuş binlerce kilometre uzaklıktaki evinin konumunu şaşmaz bir hesapla tayin edebilir.
Gaganın yapısındaki bu mükemmel detayı şuursuz atomların bir araya gelerek yapamayacağı çok açık bir gerçektir. Kuşkusuz gaganın sahip olduğu kusursuz detay, Yüce Allah’ın üstün aklının ve yaratma sanatının delillerindendir.
Leylekler:
Leyleklerin vücutlarında yeryüzünün manyetik alanını algılayan özel bir sistem olduğu ortaya çıkmıştır. Bu doğal pusula ile manyetik alan çizgilerini takip eder ve yön tayini yaparlar. Ayrıca bu sayede binlerce kilometrelik yolculuklarını hatasız olarak tamamlar ve bir sene önceki yuvalarının yerini bulurlar.
Kızıl Gerdan Kuşu (Erithacus rebecula):
Bu kuş türü de dünyanın manyetik alanına göre, özel bir mıknatıs duyusuyla kendine uçuş yönü belirler. Bu kuşun sağ gözüne adeta bir pusula yerleştirilmiştir. Kuşun sağ gözündeki bir protein kompleksi (cryptochrome), Dünya’nın etrafındaki manyetik alan çizgilerine paralel olarak kimyasal bir reaksiyona girer. Gözün içinde meydana gelen bu kimyasal reaksiyon, optik reaksiyona dönüştürülür ve bunun neticesinde kızıl gerdanlar, Dünya’nın manyetik alanını görme derecesinde iyi algılayarak yönlerini bulurlar.
Kar Kazları:
Kar kazları da manyetik alan çizgilerini takip ederek göç eden kuşlardan biridir. Kar kazları Kuzey Kutbu’na yakın bölgelerden Meksika Körfezi’ne uzanan binlerce kilometrelik uzun yolculuklarını Yüce Allah’ın kendilerine bahşettiği bu özel sistem sayesinde kolaylıkla başarır.
Kuşların dünyanın manyetik alanını hesaplayarak kendi gidecekleri yönü bulmaları için fizikte Lenz Kanunu olarak bilinen dünyanın manyetik alanını hesaplamada kullanılan formülü bilmeleri veya bir gaussmetreye (dünyanın manyetik alanını hesaplayan alet) sahip olmaları gerekir. Birçok insan bu terimlerin ne anlama geldiğini bilmez, hatta duymamıştır. Elbette ki kuşlar da gerçekte bunların ne olduğundan habersizdirler. Bedenlerinde böyle bir alet yoktur. Ayrıca manyetik alan hesaplama formülünü de bilemezler. Bütün bunları Allah’ın ilhamıyla gerçekleştirmektedirler.
Manyetik Alana Göre Yönlerini Belirleyen Deniz Canlıları
Deniz Kaplumbağaları:
Deniz kaplumbağaları caretta carettalar ile yapılan deneyler de bu canlıların dünyanın manyetik alanından faydalandıklarını ispatlamıştır. Bu canlılar, dünyanın farklı yerlerindeki manyetik alanların değerlerini önceden bilirmişçesine hareket etmekte ve okyanusta yol alırken buna göre yönlerini belirlemektedirler.
Kuzey Carolina Üniversitesi’nden Kenneth Lohmann ve ekibi bu canlıların göç hareketini gözlemlemişlerdir. Florida’nın doğu kıyılarında yumurtadan çıkar çıkmaz okyanusa yönelen bu hayvanlar doğruca Kuzey Atlantik Döngüsü denen ve Sargasso Denizi’nin (Atlas Okyanusu’nun kuzey kesimi) etrafını dolaşan büyük bir akıntıya gitmektedirler. Bu halkanın içinde kuzeydoğuya, Avrupa’ya doğru gidip daha sonra güneye yönelen kaplumbağalar, bu sıcak ve besince zengin halka içinde 5-10 yıl geçirdikten sonra tekrar Kuzey Amerika’ya dönmektedirler. Lohmann ve ekibi deniz kaplumbağalarının göç yollarını bulabilmek için bölgesel manyetik alanlardan faydalanıp faydalanmadıklarını gözlemlemek istemişler, bu amaçla bir düzenek kurmuşlardır. Büyük bir su tankı yapılmış, dışına da manyetik alanlar oluşturan bobinler konulmuştur. Sonuç kaplumbağaların manyetik alan haritalarını okuyabildiğini ve bu canlıların mükemmel bir algı mekanizmasına sahip olduklarını göstermiştir. Kuşkusuz kaplumbağalardaki bu kompleks yapı Yüce Allah’ın üstün aklı ve yaratma sanatındaki kusursuzluğu ispatlayan örneklerden sadece biridir.
Istakozlar:
Istakozların Atlas Okyanusu’nun batısındaki sıcak sularda yaşayan dikenli ıstakoz (Panilurus argus) türü her sonbahar yuvasını bırakıp uzun bir yolculuğa çıkar ve güneye daha sıcak sulara gider. Binlerce ıstakoz, anteniyle önündekine tutunur ve gruplar halinde ilerler.
Larry Boles ve Kenneth Lohmann’ın deneyleriyle bu canlıların, hayvanlar aleminin en becerikli yön bulucularından biri oldukları kanıtlanmıştır. Yapılan deneylerde ıstakozların, vücutlarında bir tür harita oluşturdukları ve kalkış noktasından itibaren koordinat takibi yapabildikleri ortaya çıkmıştır. Tüm bunlar ıstakozdaki sistemin özel olarak yaratıldığını ortaya koymaktadır. Allah ıstakozu yaratmış ve onu özel sistemlerle donatmıştır.
Yılanbalıkları:
Yılanbalıkları yavrulamak için Avrupa sahillerinden 6.000 km uzaklıktaki Sargasso Denizi’ni tercih ederler. Belli bir güce erişen yavrular, Sargasso Denizi’nden ayrılarak okyanuslardan akarsulara uzanan yolculuklarına başlar. Kesin olmamakla beraber biyologlar yılanbalıklarının bu yolculuklarında doğru rotayı, dünyanın manyetik alanını kullanarak bulduklarını düşünmektedirler. Ömürlerinin altı ile yirmi yılını akarsularda geçiren yılanbalıkları, soylarını devam ettirmek için tatlı suları terk edip dünyaya geldikleri yere doğru ‘son yolculuklarına’ çıkarlar. Buraya ulaşmaları yaklaşık üç senelerini alır. Sargasso Denizi’ne vardıklarında yavrularlar ve bu sularda ölümü beklerler. Bu canlılar hiç bilmedikleri tatlı sulara henüz yavru iken gitmekte ve çok küçükken terk ettikleri yuvalarını yıllar sonra kolaylıkla bulabilmektedirler. Kuşkusuz yolculukları sırasındaki bu detayların derinlemesine düşünülmesi, bunların elbette kendi kendine oluşamayacağını evrimcilerin iddia ettiği gibi kör tesadüflerin böyle mükemmel bir sistem meydana getiremeyeceklerini açıkça ortaya koyar. Aksine ince hesaplar ve detaylar bunun üstün bir aklın eseri olduğunu kanıtlar. Bu eşsiz aklın sahibi ise alemlerin Rabbi olan Yüce Allah’tır.
Kaplan Türü Köpek Balıkları:
Bu köpek balıkları üzerinde araştırma yapan Amerikalı bilim adamları bu canlıların yüksek yön bulma kabiliyetine sahip olduklarını kanıtlamışlardır. Bu balıklar kendileri için önemli olan bölgelerin zihin haritalarına sahiptirler. Daha önce Hawaii’de yapılan bilimsel araştırmalarda, köpek balıklarının derin kanallardan yüzerek 50 kilometre mesafedeki zengin besin ortamlarını bulabildikleri saptanmıştı. Son araştırmada köpek balıklarının kendi belirledikleri yolları takip ettikleri ispatlanmıştır. Bu yol bulma yeteneği köpek balıklarının yerkürenin manyetik alanından faydalanmalarıyla kazanılmıştır. Ancak diğer canlı türlerinden farklı olarak köpek balıklarının vücutlarında manyetik alıcılar bulunmaz.
Köpek balıklarının yönlerini bulabilmeleri okyanustaki su akımları, su sıcaklığı ya da koku ile ilgili olduğu tahmin edilse de araştırmacılar köpek balıklarının yolculuklarının büyük bölümünün geceleri gerçekleşmesi sebebiyle bu faktörlerden ziyade manyetik alandan faydalanma ihtimallerinin güçlü olduğunu belirtmektedirler.
Manyetik Alana Göre Yönlerini Belirleyen Bir Sürüngen Türü: Semender
Semenderler araştırma sonuçlarına göre, yaşadıkları yerden uzaklaştırıldıklarında, evlerine dönebilmek için manyetik bir harita kullanırlar. Dünyanın manyetik alanındaki yoğunluk ve küçük farklılıkları algılayabilmesi, semenderin bir pusuladan bile daha iyi yön bulucu olduğunu kanıtlar. Kırmızı benekli doğu semenderi (Notophthalmus viridescens), manyetik alandan elde ettiği harita bilgisinde, eşi görülmemiş türde bir duyumsal işlem sergiler. Her geçtiği yerde bu harita genişler. Manyetik altıncı hissin ardındaki bu mekanizma, hala çözülememiştir. Manyetik alan kimyasal tepkimeleri harekete geçirebilir ve bu, bazı türlerde tanımlanan biyokimyasal pusulanın temelini oluşturur. İşlem, görme sistemleriyle de doğrudan ilişkilidir. Bilim adamları hayvanların manyetik alanı görebildiklerini düşünmektedirler.
Yüce Allah, semendere yönünü rahatlıkla bulabilmesi için manyetik bir harita vermiş ve onu nasıl kullanması gerektiğini de ilham etmiştir. Semendere üstün bir konumlandırma yeteneği sağlayan manyetik algılama sistemi, bu sistemin birbiri ile tam bir uyum içinde çalışması, küçük bir beden içinde saklı olan mükemmel detaylar hiçbir şuuru olmayan tesadüflerin eseri olamaz. Tesadüflerin evrimcilerin iddia ettiği gibi böylesi muhteşem bir yapıya sahip canlıyı meydana getirmesi, bu canlıya fizyolojik sistemler eklemesi, mümkün değildir. İnsanların uzun yıllar boyunca uğraşarak bir benzerini elde edemedikleri bu sistemi, semenderler sonsuz bilgi ve kudret sahibi Yüce Allah’ın onlara bahşetmesi ile ilk yaratıldıkları günden beri kullanmaktadırlar. Alemlerin Hakimi olan Yüce Allah, tüm kainatın sahibi olduğunu ve dilemesi ile tüm kainatı bir anda yaratıp, ona kusursuz bir düzen verdiğini bir Kuran ayetinde şöyle bildirmektedir:
“Göklerin ve yerin mülkü O’nundur; çocuk edinmemiştir. O’na mülkünde ortak yoktur, her şeyi yaratmış, ona bir düzen vermiş, belli bir ölçüyle takdir etmiştir.” (Furkan Suresi, 2)
Canlıların Manyetik Alana Göre Yön Bulmaları Allah’ın Dilemesiyle Gerçekleşir
Pusulalar, dünyanın manyetik alanını kullanarak yönleri gösterirler. Bu özellikleriyle de hava ve deniz yolculuklarında hayati bir önem taşırlar. Pusulanın icadı ve insanlar tarafından kullanımı belli bir birikim ve eğitim sonucu ortaya çıkmıştır. Bununla beraber bazı canlı türleri uzun yolculuklarında “kendi pusulalarını” kullanırlar. Doğadaki birçok canlı türü yuvalarının, avlarının ve göç etmeleri gereken bölgelerin yerlerini hiç zorlanmadan bulabilir. Bu canlılar bir bilgiye sahip değilken ve bu konuda hiçbir eğitim almamışken bunu başarabilirler.
Elbette ki bu canlıların vücutlarında yön ve uzaklık tayin etmelerini sağlayan dijital dedektörler, GPS sistemleri ya da pusulalar yoktur. Hepsinde etten kemikten ve sinirlerden oluşmuş organlar bulunur. Ancak bu canlılar, Yüce Allah’ın dilemesiyle yönlerini kusursuzca bulurlar. Çünkü bütün bu canlılar, yaratıldıkları ilk andan itibaren bu üstün özelliklerle donatılmışlardır. Ortada kör tesadüflerle açıklanabilecek sözde bir evrimsel süreç yoktur. Canlıların her birindeki birbirinden farklı bu şaşırtıcı özellikler, onların çok ince bir plan ve dengeyle, yaşayacakları ortama uygun olarak yaratıldıklarını gösterir.
Her Yaratılış Delili Allah’a Yakınlaştıran Bir Vesiledir
Dünya dev bir mıknatıstır ve bir çubuk mıknatıstaki gibi kuzey ve güney kutuplarına sahiptir. Bu, insanların yollarını bulması için önemlidir. Çünkü manyetik çekimin kanunlarını izleyen pusulanın manyetik iğnesi her zaman Dünya’nın manyetik kuzey kutbunu gösterir. Göç eden hayvanlar da yönleri hakkında emin olmak zorundadırlar ve kendilerini bir rotada tutmalıdırlar. Onlar da bu amaçla Dünya’nın manyetik alanına başvururlar. Ama onlarca yoğun araştırmalar yapılmasına rağmen bu yol bulucuların ne çeşit bir pusula kullandıklarını bulmak zordur. Gerçekte tüm bunlar yaratılışın delillerindendir. Allah yeryüzünde, gökyüzünde, denizlerde kısacası tüm evrende üstün akıl gerektiren bu yaratılış delillerine çeşitli örnekler verir. Akıl ve vicdan sahipleri de bunları görüp tanırlar ve Allah’a imanları artar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder