Söz konusu basın, yalnızca ateist masonlardan aldıkları emirleri haber olarak verir...
Darwinistler, propagandalarını 150 yıldır basın yoluyla gerçekleştirmişler, tüm psikolojik telkin yöntemlerini basını kullanarak yapmışlardır. Eğer basın gibi önemli bir güç ellerinde olmasa, Darwinist diktatörlüğün dünya çapında, sahte bir hakimiyet kurması, evrim sahtekarlığının devlet kurumlarına, okullara, üniversitelere girmesi kuşkusuz ki mümkün olmazdı.
Darwinizm'in basın yoluyla telkin edilmesi, inanılmayacak kadar uydurma olan bu fikrin inanılır kılınması için ilk karar, Darwin döneminde, ateist masonların oluşturduğu üst düzey bir mason locasında alınmış olan bir karardır. Paris'teki 33. Derece Mizraim Masonluk Yüce Konseyi'ne bağlı konsey üyeleri, toplantılarında evrimin bir bilim gibi gösterilip desteklenmesi gerektiğini açıklarken, kendileri bile teoriyle alay etmekten çekinmemektedirler:
İşte bu [evrim teorisinin bilimsel olduğu] bakış açısını kullanarak, hiç durmaksızın, basınımız yoluyla bu teorilere körü körüne güvenilmesini sağlayacağız. Entelektüeller... bilgileriyle kendilerini övecekler ve herhangi mantıksal bir doğrulamaya gerek duymaksızın bilimden alabildikleri tüm bilgiyi faaliyete geçirecekler, temsilciliklerimizdeki uzmanlar onların zihinlerini bizim istediğimiz yönde eğitebilmemiz için tüm parçaları kurnazca bir araya getirdiler. Bir an için bunların boş sözler olduğunu düşünmeyin: Darwinizm için planladığımız başarılar üzerinde dikkatlice düşünün...(John Daniel, Two Faces of Freemasonry, Day Publishing, 2007, s. 121 .)
İşte Darwinizm, ateist masonların oluşturduğu bir Fransız locasında alınmış bu karar doğrultusunda kitlelere yayılabildi. O dönemden itibaren de hep ateist masonların himayesi altında kaldı. Dünya çapında bir hegemonya kurmuş olan, dolayısıyla tüm dünyayı dilediği gibi yönlendirecek bir basın ordusunun sahibi olan ateist masonlar, bu yolla diledikleri haberi çıkarıp, diledikleri konuyu gündem haline getirip insanları diledikleri şekilde yönlendirebilmektedirler. Bu sinsi yönlendirme politikası halen devam etmektedir.
Darwinizm'i ortadan kaldırmaya yönelik başarılar, ateist masonları tedirgin eder. İşte böyle zamanlarda hemen basın yoluyla, daha önce de tarif ettiğimiz bir yoğunlaştırılmış telkin politikası devreye girer. Darwinist basın hemen tetiklenir, derhal bir sahte fosil bulunur, Darwinist bir bilim adamı ön plana çıkarılır ve bu fosil üzerinden hikaye yazılır. Ateist masonların yöntemi bu şekilde işlemektedir.
Darwinizm'le ilgili haberlerin neden belli bir basın organı tarafından desteklendiğine dikkat çekmek gerekir. Söz konusu basın, gerçek bilgileri, bilimsel delilleri veya doğruları değil, yalnızca ateist masonlardan aldıkları emirleri haber olarak verir. Darwinizm aldatmacasının dünya çapındaki sahte hakimiyetini incelerken, bu gözle değerlendirmek gerekmektedir.
Darwinizm'in basın yoluyla telkin edilmesi, inanılmayacak kadar uydurma olan bu fikrin inanılır kılınması için ilk karar, Darwin döneminde, ateist masonların oluşturduğu üst düzey bir mason locasında alınmış olan bir karardır. Paris'teki 33. Derece Mizraim Masonluk Yüce Konseyi'ne bağlı konsey üyeleri, toplantılarında evrimin bir bilim gibi gösterilip desteklenmesi gerektiğini açıklarken, kendileri bile teoriyle alay etmekten çekinmemektedirler:
İşte bu [evrim teorisinin bilimsel olduğu] bakış açısını kullanarak, hiç durmaksızın, basınımız yoluyla bu teorilere körü körüne güvenilmesini sağlayacağız. Entelektüeller... bilgileriyle kendilerini övecekler ve herhangi mantıksal bir doğrulamaya gerek duymaksızın bilimden alabildikleri tüm bilgiyi faaliyete geçirecekler, temsilciliklerimizdeki uzmanlar onların zihinlerini bizim istediğimiz yönde eğitebilmemiz için tüm parçaları kurnazca bir araya getirdiler. Bir an için bunların boş sözler olduğunu düşünmeyin: Darwinizm için planladığımız başarılar üzerinde dikkatlice düşünün...(John Daniel, Two Faces of Freemasonry, Day Publishing, 2007, s. 121 .)
İşte Darwinizm, ateist masonların oluşturduğu bir Fransız locasında alınmış bu karar doğrultusunda kitlelere yayılabildi. O dönemden itibaren de hep ateist masonların himayesi altında kaldı. Dünya çapında bir hegemonya kurmuş olan, dolayısıyla tüm dünyayı dilediği gibi yönlendirecek bir basın ordusunun sahibi olan ateist masonlar, bu yolla diledikleri haberi çıkarıp, diledikleri konuyu gündem haline getirip insanları diledikleri şekilde yönlendirebilmektedirler. Bu sinsi yönlendirme politikası halen devam etmektedir.
Darwinizm'i ortadan kaldırmaya yönelik başarılar, ateist masonları tedirgin eder. İşte böyle zamanlarda hemen basın yoluyla, daha önce de tarif ettiğimiz bir yoğunlaştırılmış telkin politikası devreye girer. Darwinist basın hemen tetiklenir, derhal bir sahte fosil bulunur, Darwinist bir bilim adamı ön plana çıkarılır ve bu fosil üzerinden hikaye yazılır. Ateist masonların yöntemi bu şekilde işlemektedir.
Darwinizm'le ilgili haberlerin neden belli bir basın organı tarafından desteklendiğine dikkat çekmek gerekir. Söz konusu basın, gerçek bilgileri, bilimsel delilleri veya doğruları değil, yalnızca ateist masonlardan aldıkları emirleri haber olarak verir. Darwinizm aldatmacasının dünya çapındaki sahte hakimiyetini incelerken, bu gözle değerlendirmek gerekmektedir.
Bir kısım büyük basın, Darwin döneminden beri kitle hipnozu yapmak üzere görevlendirilmiştir. Evrim teorisinin hiçbir şekilde bilimsel delilllerle desteklenmeyeceğini çok iyi bilen dönemin Darwinistleri, organize bir çalışma ile bir Darwinist diktatörlük meydana getirmiş ve sahtekarlığı yaygınaştırmak için bir kısım büyük basını görevlendirmiştir. Söz konusu basın, halen görev başındadır. Şu an tek fark, Darwinistlerin sahtekarlık yapmış olduklarının artık deşifre edilmiş olmasıdır.
1- Hürriyet, 30. 05. 2000
2- Hürriyet, 14. 01. 1999
3- Hürriyet, 14. 01. 1999
4- Sabah, 18. 07. 2002
5- Evrensel, 30. 05. 2008
6- Sabah, 17. 03. 2000
7- Star, 29. 08. 1999
8- Hürriyet, 25. 03. 2000
9- Vatan, 14. 04. 2007
2- Hürriyet, 14. 01. 1999
3- Hürriyet, 14. 01. 1999
4- Sabah, 18. 07. 2002
5- Evrensel, 30. 05. 2008
6- Sabah, 17. 03. 2000
7- Star, 29. 08. 1999
8- Hürriyet, 25. 03. 2000
9- Vatan, 14. 04. 2007
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder