Aborijin Yerlileri

Avrupalıların Avustralya'ya yerleşmesinden önce, Avustralya'nın tek halkını oluşturan yerli halk topluluğudur. Yaklaşık 50 bin yıl önce Güneydoğu Asya'dan yola çıkarak Avustralya'nın kuzey kıyılarına ulaşan küçük bir topluluğun soyundan gelen Aborijinler, zamanla Avustralya'nın her yanına dağılmışlardır.


1788'de, Avrupalıların Avustralya'ya ulaşmasından önce, kıtada yaklaşık 300 bin Aborijin yaşıyordu ve 500 kabile vardı. Kıtaya gelen Avrupalılar Aborijinleri "ilkel insanlar" olarak gördüler ve kıtada bir soykırım başlattılar. Avrupalılar, son derece vahşi yöntemlerle Aborijinleri katletmeye başladılar. Bu soykırımdan sonra başlangıçtaki 500 kabileden geriye çok azı kaldı. Bugün Aborijinler, Avustralya nüfusunun yaklaşık yüzde birini oluşturmaktadırlar.(Grolier International Americana Encyclopedia, vol 2, Grolier Incorporated, Danbury, 1993, s.345-346; Gelişim Hachette, cilt 1, Interpres Basın ve Yayıncılık A.ı., s.351-352)

Aborijinlerin Avrupalılar tarafından "ilkel insanlar" kabul edilerek katledilmeleri, Charles Darwin'in İnsanın Türeyişi (bkz. İnsanın Türeyişi) isimli kitabının yayınlanması ile büyük bir hız kazandı. Darwin kitabında, "yaşam mücadelesi"nin insan ırkları arasında da geçerli olduğunu, "kayırılmış ırklar"ın bu mücadelede üstün geldiklerini öne sürüyordu. Darwin'e göre kayırılmış ırklar, Avrupalı beyazlardı. Asyalı ya da Afrikalı ırklar ise, yaşam mücadelesinde geri kalmışlardı. Darwin daha da ileri giderek, bu ırkların, dünya üzerindeki "yaşam mücadelesi"ni yakın zamanda tamamen kaybederek yok olacaklarını ileri sürmüştü:

    Belki de yüzyıllar kadar sürmeyecek yakın bir gelecekte, medeni insan ırkları, vahşi ırkları tamamen yeryüzünden silecekler ve onların yerine geçecekler. Öte yandan insansı maymunlar da? Kuşkusuz elimine edilecekler. Böylece insan ile en yakın akrabaları arasındaki boşluk daha da genişleyecek. Bu sayede ortada şu anki Avrupalı ırklardan bile daha medeni olan ırklar ve şu anki zencilerden, Avustralya yerlilerinden ve gorillerden bile daha geride olan babun türü maymunlar kalacaktır.(Charles Darwin, The Descent of Man, 2. Edition, New York, A L. Burt Co., 1874, s.178)

Görüldüğü gibi Darwin, Avustralya yerlilerini gorillerle bir tutuyordu. Dolayısıyla Avustralya'da katliam yapan insanlar da gorile benzer hayvanları öldürdüklerini düşünmüşler, Aborijinleri insan olarak kabul etmemişlerdir.

Darwin'den sonra bazı evrimciler de, "eğer insan maymun ile ortak bir atadan türemişse, dünyanın bazı köşelerinde hala bu evrim sürecini tamamlamamış ara geçiş formları (bkz. Ara geçiş formu), yani yarı maymun-yarı insanlar yaşıyor olabilir" iddiasını öne sürdüler. Aborijin yerlileri de, kaş çıkıntılarının Batılı ırklarınkinden biraz daha büyük, çene yapılarının içeri doğru eğik ve beyin hacimlerininse biraz daha küçük olması nedeniyle, "evrimin yaşayan delilleri" olarak kabul edildiler. Evrimci paleontologlar ve onlara katılan çok sayıda "fosil avcısı" da, insanın sözde evrimine delil öne sürebilmek için Aborijinlerin mezarlarını kazmaya ve elde ettikleri kafataslarını Batı'daki evrimci müzelere götürmeye başladılar. Kafatasları, bir süre sonra tüm Batılı enstitülere, okullara birer birer dağıtılmaya ve evrimin en somut kanıtları olarak sunulmaya başlandı.

Bir süre sonra, Aborijin mezarları yeterli olmadı ve evrim teorisine delil bulmak amacıyla Aborijin katliamı başladı. Vurulan yerlilerin kafatasları çıkarılıyor, kurşun delikleri kapatılıyor ve kimyasal işlemlerle biraz eskitildikten sonra müzelere satılıyordu.

Bu insanlık dışı uygulamalar ise, evrim teorisi destek alınarak meşru gösteriliyordu. Örneğin Tazmanya Royal Society'nin başkanı olan James Barnard 1890 yılında yaptığı bir açıklamada, "Yok etme işlemi, evrim ve en uygunların yaşama kanununun bir aksiyonudur" dedi ve "Bu nedenle Avustralyalı Aborijinleri öldürme konusunda suçlamayı hak eden herhangi bir sebep yoktur" diye devam etti. (Jani Roberts, How new-Darwinism justified taking land from Aborigines and murdering them in Australia, http://ş.gn.apc.org/inquirer/ausrace.html)

Günümüzde, Aborijinler artık Avustralya vatandaşı sayılıyorlar. Ancak birçoğu hala ayrımcılıkla karşı karşıya ve sosyal, ekonomik ve politik açıdan ezilmekteler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder