Ağrı çok sayıda hastalığın ilk ve tek belirtisidir...
Ağrı vücudun savunma sisteminin bir parçasıdır. Bu his vücutta sağlığı olumsuz yönde etkileyecek bir durum oluştuğunu işaret eder ve buna karşı önlem alınmasını sağlayarak, vücutta oluşabilecek fiziksel zararın asgariye indirilmesine yardımcı olur. Nitekim bir kişi herhangi bir durumda ağrı duyuyorsa ağrıyı ortadan kaldıracak bir önlem alır ve bu şekilde vücuda verilen zararı ortadan kaldırır. Örneğin eli sıcak suda yanan kişi yanma hissinin oluşturduğu acı ile elini hemen sudan çekerek derisinin zarar görmesini engeller, oluşan acı hissinin devam etmesi durumunda tıbbi yöntemlerle, koruyucu tedbirler alır. Ya da vücudunun herhangi bir yerinde oluşan ani bir ağrı sonucunda doktora giderek ileride ciddi rahatsızlıklara neden olabilecek bir hastalığı henüz tam gelişmemişken tedavi ettirebilir.
Ağrı ve acı hissi insanı çok rahatsız eden duygular olmasına karşın, eğer Yüce Allah bu hissi vermemiş olsaydı vücut acı ve ağrı oluşturan durumlara tepki vermez ve çok daha büyük sağlık sorunları oluşabilirdi. Bu hissin büyük bir rahmet olduğunu hatırlatan gerçek ise “konjenital analjezi” adı verilen ve ağrıya karşı duyarsızlık olarak tanımlanan bir rahatsızlıktır. Yüce Allah’ın “… Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz” (Bakara Suresi, 216) ayetinde haber verdiği gibi şer gibi görünen ve insanlar için rahatsız edici bir duygu olan ağrı hissi, gerçekte sanılanın tam aksine insan için büyük bir hayırdır.
Ağrı Hissinin Olmaması Ciddi Bir Rahatsızlıktır
“Konjenital analjezi” adı verilen ağrıya karşı duyarsızlık hastalığı, doğuştan itibaren dış uyaranlardan gelen fiziksel acıları hissetmeme durumudur. Bu kişiler dokunma ve hissetme duyularına sahiptirler, fakat beynin sinir sistemi adeta filtrelenmiş bir şekilde bilgi akışında engel oluşturur ve sıcaklık değişimleri ya da ani yaralanma gibi acil reaksiyon gösterilmesi gereken konularda vücudun tepki vererek önlem almasını engeller. Bu durum Yüce Allah’ın vücudumuzdaki her sistemi kusursuz olarak yarattığının en güzel örneklerinden biridir.
Sinir sisteminin iletişiminde bir aksaklık olması çözümü imkansız sorunlara neden olabilmektedir. Nitekim bu rahatsızlıkta ağrı ile ilgili beyne sinyal iletilmediğinden ağrı hissedilmez, bazı durumlarda ise ağrı hissedilir, fakat vücutta ağrının kaynağının neresi olduğu saptanamaz. Kuşkusuz her iki durum da kişi için büyük risk oluşturur. Çünkü ağrının yerinin kişi tarafından saptanamaması da en az ağrıyı hissetmemek kadar hayati bir durumdur. Örneğin kalp krizi geçirmek üzere olan ve vücudunda ağrı hisseden fakat ağrının kaynağının neresi olduğunu bilemeyen bir kişi, belki tıbbi müdahalede bulunulamadığı için hayati bir tehlikeyle karşı karşıya kalabilir.
Konjenital Analjezi Nasıl Oluşuyor?
Bu rahatsızlık “SCN9A” adlı bir gendeki bozulmaya bağlı olarak meydana gelir. Bu gende en ufak bir bozulma bile onu tamamen işlevsiz hale getirmekte ve beyne iletilen sinyallerin sağlıklı olarak yorumlanmasını engellemektedir. Bu tıpkı lambanın yanması için elektrik düğmesine basılmasına benzer. Eğer lambaya elektrik ulaştıran telleri harekete geçirecek olan düğmede bir aksaklık varsa lamba yanmaz. İşte “SCN9A” genindeki bir bozukluk da dış dünyadan gelen ağrı ile ilgili elektrik sinyallerinin beyne ulaşarak burada yorumlanmasına izin vermez. Elbette bu durum her şeyi çok hassas dengeler üzerinde yaratan Yüce Allah’ın dilerse bu dengeleri yok edebileceğini ve hiç kimsenin bozulan bu dengeyi yeniden kurmaya güç yetiremeyeceğini gösteren çok önemli bir delildir. Yüce Allah dünyadaki büyük küçük her şeyi Kendi kudreti altında tuttuğunu bir ayetle şöyle bildirir:
“Şüphesiz Allah, gökleri ve yeri zeval bulurlar diye (her an kudreti altında) tutuyor. Andolsun, eğer zeval bulacak olurlarsa, Kendisi'nden sonra artık kimse onları tutamaz. Doğrusu O, Halim’dir, bağışlayandır.” (Fatır Suresi, 41)
Ağrı Duyusunu Hissetmemek Neden Tehlikelidir?
Yüzeysel ağrı, derin ağrı (kemik, kas, kiriş, eklemlerin ağrısı), iç organların ağrısı (visceral ağrı) olmak üzere bilinen üç çeşit ağrı tipi vardır. Yüzeysel ağrılar deriye basınç yapıldığı veya 45 dereceden fazla sıcakla karşılaşıldığı takdirde ortaya çıkar. Eğer bu his olmasaydı bir kişi derisi kesildiğinde acıyı hissetmediği için çok büyük ölçüde kan kaybedebilir ve hayati bir tehlikeyle karşı karşıya kalabilirdi. Aynı şekilde herhangi bir yeri yandığında acı hissi oluşmasaydı cildindeki yanığa rağmen günlük işlerine rahatça devam edebileceği için bir tedavi uygulama gereği duymayacaktı. Bu da bizi mikroplardan koruyan üst derinin enfeksiyonlara daha açık hale gelmesine neden olacak ve böylece önemli rahatsızlıklara yol açacaktı.
İnsan ağrı duyusunun olmaması durumunda istem dışı olarak kendisine zarar verebilir veya zarar veren bir şeyin şiddetini fark etmeyerek yaralanabilirdi. Örneğin bir kaza sonucu ayak kemiği çatladığında bunu fark etmeyebilir ve çatlayan kemiğinin üzerinde hareket ederek kemiğin daha fazla zedelenmesine dolayısıyla da kalıcı sakatlıklara neden olabilirdi.
Ağrı önceden bizi uyarmasaydı birçok hastalık ilerleyebilir, basit başlayıp karmaşık hale gelerek ciddi sonuçlar doğurabilirdi. Bu nedenle ağrı çok sayıda hastalığın ilk ve tek belirtisidir. Örneğin karnımız ağrımasaydı apandisitimizde bir rahatsızlık oluştuğunu veya kalbimizde bir ağrı ya da sıkışma hissetmeseydik kalp krizi geçireceğimizi anlamayabilirdik. Düştüğümüzde, ağır kaldırdığımızda ağrı hissi oluşmasaydı kaslarımızı, eklemlerimizi zorlamaya devam eder, dinlenmeyi ihmal edebilir ve hasar derecesini arttırabilirdik.
Sonuç: Herşeyin Belli Bir Yaratılış Amacı ve Hikmeti Vardır
Yüce Allah herşeyi bir hikmet ve hayırla yaratır. Ağrıyı hissetmeme rahatsızlığı da Rabbimiz’in bu mükemmel yaratışının en güzel örneklerinden biridir. Çünkü eğer Yüce Allah böyle bir hastalık yaratmamış olsaydı hiç kimse ağrının aslında vücudun korunması için çok büyük bir nimet olduğunu bilemeyecekti. Bu nedenle de bizi kusursuz biçimde yaşatan Rabbimiz’e şükretmemize vesile olacak önemli bir detaydan habersiz olacaktık. Yüce Allah’ın her şeyi hayırla yaratmasına örnek oluşturacak özellikler elbette burada sayılanlarla sınırlı değildir. Rabbimiz bazı kişilerin vücutlarında bu aksaklığı oluşturarak geleceğin tıp dünyası için önemli bir ilham kaynağı da yaratmaktadır. Çünkü bu hastalığın nedenlerini araştıran bilim adamları uyarı ve tepki arasındaki bağlantıları ve bu bağlantılar arasındaki küçük detayları anlayıp çözdükçe çok ağrılı hastalıklar ya da savaş durumlarında ağrıyı büyük ölçüde azaltacak ilaçlar yapabileceklerdir.
Yüce Rabbimiz bir Kuran ayetinde yarattığı her şeyin bir sebebi olduğunu şöyle haber vermiştir:
“Biz, bir 'oyun ve oyalanma konusu' olsun diye göğü, yeri ve ikisi arasında bulunanları yaratmadık. Eğer bir 'oyun ve oyalanma' edinmek isteseydik, bunu, Kendi Katımız'dan edinirdik. Yapacak olsaydık, böyle yapardık.” (Enbiya Suresi,16–17)
Ağrı ve acı hissi insanı çok rahatsız eden duygular olmasına karşın, eğer Yüce Allah bu hissi vermemiş olsaydı vücut acı ve ağrı oluşturan durumlara tepki vermez ve çok daha büyük sağlık sorunları oluşabilirdi. Bu hissin büyük bir rahmet olduğunu hatırlatan gerçek ise “konjenital analjezi” adı verilen ve ağrıya karşı duyarsızlık olarak tanımlanan bir rahatsızlıktır. Yüce Allah’ın “… Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz” (Bakara Suresi, 216) ayetinde haber verdiği gibi şer gibi görünen ve insanlar için rahatsız edici bir duygu olan ağrı hissi, gerçekte sanılanın tam aksine insan için büyük bir hayırdır.
Ağrı Hissinin Olmaması Ciddi Bir Rahatsızlıktır
“Konjenital analjezi” adı verilen ağrıya karşı duyarsızlık hastalığı, doğuştan itibaren dış uyaranlardan gelen fiziksel acıları hissetmeme durumudur. Bu kişiler dokunma ve hissetme duyularına sahiptirler, fakat beynin sinir sistemi adeta filtrelenmiş bir şekilde bilgi akışında engel oluşturur ve sıcaklık değişimleri ya da ani yaralanma gibi acil reaksiyon gösterilmesi gereken konularda vücudun tepki vererek önlem almasını engeller. Bu durum Yüce Allah’ın vücudumuzdaki her sistemi kusursuz olarak yarattığının en güzel örneklerinden biridir.
Sinir sisteminin iletişiminde bir aksaklık olması çözümü imkansız sorunlara neden olabilmektedir. Nitekim bu rahatsızlıkta ağrı ile ilgili beyne sinyal iletilmediğinden ağrı hissedilmez, bazı durumlarda ise ağrı hissedilir, fakat vücutta ağrının kaynağının neresi olduğu saptanamaz. Kuşkusuz her iki durum da kişi için büyük risk oluşturur. Çünkü ağrının yerinin kişi tarafından saptanamaması da en az ağrıyı hissetmemek kadar hayati bir durumdur. Örneğin kalp krizi geçirmek üzere olan ve vücudunda ağrı hisseden fakat ağrının kaynağının neresi olduğunu bilemeyen bir kişi, belki tıbbi müdahalede bulunulamadığı için hayati bir tehlikeyle karşı karşıya kalabilir.
Konjenital Analjezi Nasıl Oluşuyor?
Bu rahatsızlık “SCN9A” adlı bir gendeki bozulmaya bağlı olarak meydana gelir. Bu gende en ufak bir bozulma bile onu tamamen işlevsiz hale getirmekte ve beyne iletilen sinyallerin sağlıklı olarak yorumlanmasını engellemektedir. Bu tıpkı lambanın yanması için elektrik düğmesine basılmasına benzer. Eğer lambaya elektrik ulaştıran telleri harekete geçirecek olan düğmede bir aksaklık varsa lamba yanmaz. İşte “SCN9A” genindeki bir bozukluk da dış dünyadan gelen ağrı ile ilgili elektrik sinyallerinin beyne ulaşarak burada yorumlanmasına izin vermez. Elbette bu durum her şeyi çok hassas dengeler üzerinde yaratan Yüce Allah’ın dilerse bu dengeleri yok edebileceğini ve hiç kimsenin bozulan bu dengeyi yeniden kurmaya güç yetiremeyeceğini gösteren çok önemli bir delildir. Yüce Allah dünyadaki büyük küçük her şeyi Kendi kudreti altında tuttuğunu bir ayetle şöyle bildirir:
“Şüphesiz Allah, gökleri ve yeri zeval bulurlar diye (her an kudreti altında) tutuyor. Andolsun, eğer zeval bulacak olurlarsa, Kendisi'nden sonra artık kimse onları tutamaz. Doğrusu O, Halim’dir, bağışlayandır.” (Fatır Suresi, 41)
Ağrı Duyusunu Hissetmemek Neden Tehlikelidir?
Yüzeysel ağrı, derin ağrı (kemik, kas, kiriş, eklemlerin ağrısı), iç organların ağrısı (visceral ağrı) olmak üzere bilinen üç çeşit ağrı tipi vardır. Yüzeysel ağrılar deriye basınç yapıldığı veya 45 dereceden fazla sıcakla karşılaşıldığı takdirde ortaya çıkar. Eğer bu his olmasaydı bir kişi derisi kesildiğinde acıyı hissetmediği için çok büyük ölçüde kan kaybedebilir ve hayati bir tehlikeyle karşı karşıya kalabilirdi. Aynı şekilde herhangi bir yeri yandığında acı hissi oluşmasaydı cildindeki yanığa rağmen günlük işlerine rahatça devam edebileceği için bir tedavi uygulama gereği duymayacaktı. Bu da bizi mikroplardan koruyan üst derinin enfeksiyonlara daha açık hale gelmesine neden olacak ve böylece önemli rahatsızlıklara yol açacaktı.
İnsan ağrı duyusunun olmaması durumunda istem dışı olarak kendisine zarar verebilir veya zarar veren bir şeyin şiddetini fark etmeyerek yaralanabilirdi. Örneğin bir kaza sonucu ayak kemiği çatladığında bunu fark etmeyebilir ve çatlayan kemiğinin üzerinde hareket ederek kemiğin daha fazla zedelenmesine dolayısıyla da kalıcı sakatlıklara neden olabilirdi.
Ağrı önceden bizi uyarmasaydı birçok hastalık ilerleyebilir, basit başlayıp karmaşık hale gelerek ciddi sonuçlar doğurabilirdi. Bu nedenle ağrı çok sayıda hastalığın ilk ve tek belirtisidir. Örneğin karnımız ağrımasaydı apandisitimizde bir rahatsızlık oluştuğunu veya kalbimizde bir ağrı ya da sıkışma hissetmeseydik kalp krizi geçireceğimizi anlamayabilirdik. Düştüğümüzde, ağır kaldırdığımızda ağrı hissi oluşmasaydı kaslarımızı, eklemlerimizi zorlamaya devam eder, dinlenmeyi ihmal edebilir ve hasar derecesini arttırabilirdik.
Sonuç: Herşeyin Belli Bir Yaratılış Amacı ve Hikmeti Vardır
Yüce Allah herşeyi bir hikmet ve hayırla yaratır. Ağrıyı hissetmeme rahatsızlığı da Rabbimiz’in bu mükemmel yaratışının en güzel örneklerinden biridir. Çünkü eğer Yüce Allah böyle bir hastalık yaratmamış olsaydı hiç kimse ağrının aslında vücudun korunması için çok büyük bir nimet olduğunu bilemeyecekti. Bu nedenle de bizi kusursuz biçimde yaşatan Rabbimiz’e şükretmemize vesile olacak önemli bir detaydan habersiz olacaktık. Yüce Allah’ın her şeyi hayırla yaratmasına örnek oluşturacak özellikler elbette burada sayılanlarla sınırlı değildir. Rabbimiz bazı kişilerin vücutlarında bu aksaklığı oluşturarak geleceğin tıp dünyası için önemli bir ilham kaynağı da yaratmaktadır. Çünkü bu hastalığın nedenlerini araştıran bilim adamları uyarı ve tepki arasındaki bağlantıları ve bu bağlantılar arasındaki küçük detayları anlayıp çözdükçe çok ağrılı hastalıklar ya da savaş durumlarında ağrıyı büyük ölçüde azaltacak ilaçlar yapabileceklerdir.
Yüce Rabbimiz bir Kuran ayetinde yarattığı her şeyin bir sebebi olduğunu şöyle haber vermiştir:
“Biz, bir 'oyun ve oyalanma konusu' olsun diye göğü, yeri ve ikisi arasında bulunanları yaratmadık. Eğer bir 'oyun ve oyalanma' edinmek isteseydik, bunu, Kendi Katımız'dan edinirdik. Yapacak olsaydık, böyle yapardık.” (Enbiya Suresi,16–17)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder