Bitki Dünyasındaki Müthiş Detaylar



Araştırmalar sonucunda her bitkinin insanı hayrete düşürecek yaratılış özelliklerine sahip olduğu ortaya çıkmıştır...
* Bilim adamlarının bitkilerde keşfettikleri müthiş detaylar nelerdir?

* Bitkiler nasıl ayakta durur?

* Bitkilerin içinde bulunan gereksiz ya da zararlı protein artıklarının temizlenmesi için neden iki gen görevlendirilmiştir?


Bitkiler hakkında ne biliyorsunuz diye sorulsa birçok insan, lise döneminde öğrendiği fotosentez işlemini hatırlayacaktır. Oysa bitkilerin fotosentez işleminden başka insanların bilmediği daha birçok mucizevi yönü vardır. İşte bitkilerin yapısını incelediğimizde karşımıza çıkan bu dikkat çekici sistemlerden bazıları:

İletişim ve Anahtarlama Sistemleri:

Pek çoğu küçük kuru tahta parçalarına benzeyen tohumlar, aslında içlerinde bitkilere ait binlerce bilgiyi barındıran genetik şifre taşıyıcılarıdır. İleride oluşturacakları bitkiler ile ilgili tüm bilgiler tohumların içinde saklıdır. Bitkinin kökünün ucundaki tüycükten, gövdesinin içindeki borucuklara, çiçeklerinden, vereceği meyveye kadar tüm bilgiler en küçük detaylarına kadar eksiksiz olarak tohumun içinde mevcuttur.

Döllenmenin ardından oluşan tohumun bir bitkiye dönüşmesindeki ilk aşama filizlenmedir. Toprağın altında beklemekte olan tohum ancak ısı, nem ve ışık gibi faktörlerin bir araya gelmesiyle hareketlenip canlanır. Bundan önce ise adeta bir uyku halindedir. Zamanı geldiğinde uykusundan uyanır ve büyümeye başlar. Tohumlar filizlenmeye başladıklarında üzerlerindeki toprağın ağırlığı ya da önlerine çıkan başka bir engel onları toprağın üstüne, güneş ışığına ulaşmaktan alıkoyamaz. Filizlenmeye başlayan tohum, bir süre sonra fotosentez yaparak kendi besinini üretmeye başlar. Tohumun büyüme süreci içinde yavaş yavaş ana bitkinin küçük bir kopyası ortaya çıkar. Filizler toprağın üstüne doğru büyürken, kökler de fotosentez işlemi için hammadde toplamak üzere toprağın derinliklerine yayılırlar.

Toprağın normalde çürütücü, parçalayıcı özelliği olmasına rağmen, küçücük tohum ve milimetrenin yarısı inceliğindeki kökler hiçbir zarar görmezler. Aksine sürekli gelişerek büyürler. Tohum bir taraftan kendini korurken, diğer taraftan karanlık içindeki topraktan dik olarak yüzeye çıkar ve bunu yaparken yer çekimine aykırı hareket ederek büyümesini sürdürür. Havaya ve ışığa ulaştığında ise ışığı toplamak için yapraklarını açması gerekir. Bu işlemler sırasında birçok bileşen devreye girer. Bunlardan bir tanesi brassinosteroid adı verilen bir hormondur. Bu hormon topraktan havaya geçişte güneş ışığının alınmasını sağlayan hormondur ve sadece GATA2 adı verilen başka bir düzenleyici ile birlikte çalışır. GATA2 proteini bu iletişimdeki en önemli halkadır. Çünkü bu protein büyümekte olan tohumlara hangi genlerin aktif hangilerinin ise hareketsiz olacağını bildirir.

Buraya kadar verilmiş olan bilgiler tekrar gözden geçirildiğinde çok olağanüstü bir durumla karşı karşıya olunduğu hemen görülecektir. Bitkiyi oluşturan hücreler birdenbire başkalaşmaya başlamakta ve değişik şekiller alarak bitkinin bölümlerini oluşturmaktadırlar. Üstelik de çok farklı hormonlar, başka hormonlarla birlikte çalışarak bitkinin gelişimini kontrol etmektedirler. Aslında bitkiye bu kararları aldıran ve uygulayan, karışıklık çıkmaması için gerekli olan sistemleri belirleyen ve bünyesinde bunları oluşturan elbette ki bitkinin kendisi değildir. Bitkiyi oluşturan hücrelerin yardımıyla ya da başka bir canlının müdahalesiyle de bu sistemlerin oluşması mümkün değildir. Bu kararları hücrelere ve hormonlara aldırtan, onlara yapmaları gerekeni gösteren hiç kuşkusuz ki tüm alemlerin yegane hakimi olan Allah’tır.

Duvar İnşaatçıları:

Yeryüzünün yaşanabilir bir yer olmasında en büyük pay şüphesiz bitkilerindir. Bitkiler soluduğumuz havayı biz insanlar için temizler, yaşadığımız gezegenin ısısını dengelerler. Soluduğumuz havadaki oksijen bitkiler tarafından üretilir. Eğer bu üretim olmasaydı, insan ve hayvanların yaşamı pek fazla süremezdi; atmosferdeki oksijen kısa zamanda tükenir, canlılar topluca boğularak ölürlerdi.

Besinlerimizin önemli bir bölümü de türlü tatlar taşıyan bitkilerden oluşur. Bitkilerin, “insana besin sağlama” özelliği, diğer tüm işlevleri gibi, hücrelerindeki özel yaratılışın bir sonucudur. İnsan ve hayvan hücrelerinden daha farklı bir yapıya sahip olan bitki hücreleri, hem tüm canlılar için bir besin kaynağı oluşturacak, hem de atmosferi temizleyecek şekilde yaratılmışlardır. Ancak bitki hücresinin özellikleri bunlarla sınırlı değildir.

Hücrenin bir başka görevi de bitkilerin ayakta durmasını sağlamaktır. Hücre duvarları, tohumların ve büyük ağaçların, lignin adı verilen bir molekülle dik durmalarına yardımcı olur. Gelişmiş ağaçların dokusunda lignin miktarı %18 ila %38 arasında değişir. Ot ve çimenlerde de bu oran farklıdır. Selülozla birlikte bitkinin odunsu yapısını ve dayanıklılığını sağlayan lignin molekülünün her biri çok kompleks aşamalarla oluşur. Amorf ve polimer bir madde içeren lignin sitoplazmanın içinde üretilmez. Bu maddenin hücre duvarlarında birleştirilmesi gerekir. İçerikler hücrenin içinde üretilir ve hücre zarına doğru hareket ederler. Hiç kuşkusuz ki herşeyi örneksiz yaratan Allah gözle görülmeyen küçük hücrelerde bile bize Kendi üstün varlığının ve benzersiz yaratmasının delillerini sergilemektedir. Allah bir ayetinde bu deliller hakkında şöyle buyurur:

“O, gökten su indirendir. Bununla her şeyin bitkisini bitirdik, ondan bir yeşillik çıkardık, ondan birbiri üstüne bindirilmiş taneler türetiyoruz. Ve hurma ağacının tomurcuğundan da yere sarkmış salkımlar, -birbirine benzeyen ve benzemeyen- üzümlerden, zeytinden ve nardan bahçeler (kılıyoruz.) Meyvesine, ürün verdiğinde ve olgunluğa eriştiğinde bir bakın. Şüphesiz inanacak bir topluluk için bunda gerçekten ayetler (deliller) vardır.” (Enam Suresi, 99)

Bitkilerin sinir sistemleri, beyinleri, idrak ve hafıza güçleri yoktur. Buna rağmen, son derece bilinçli davranışlara sahiptirler. Adeta görüyorlarmış gibi belli bir yöne dönmekte, dokunuyorlarmış gibi kendilerine en uygun zemini bulabilmekte veya tat alabiliyorlarmış gibi topraktaki birçok madde içinden kendilerine yarayanları seçebilmektedirler. Dışarıdan bakınca bilinçli yapıldığı görülen bu hareketlerin ardındaki aklın sahibi elbette bitkiler değildir. Onları ve herşeyi üstün bir akla sahip olan Allah yaratmıştır. “İşte Rabbiniz olan Allah budur. O’ndan başka İlah yoktur. Herşeyin Yaratıcısıdır, öyleyse O’na kulluk edin. O, herşeyin üstünde bir vekildir.” (Enam Suresi, 102)

Çöp Toplama:


İnsanlar örneğin bir apartmanda çöp toplama işi için bir kişiyi görevlendirmeyi yeterli görürler. Fakat bitkiler dünyasında bu işlem için bir de yardımcı görevlendirilmiştir. Bitkiler endoplazmik retikulum içindeki gereksiz ya da zararlı protein artıklarının parçalanması ve hücreden uzaklaştırılması işini kontrol edebilmek için iki gene sahiptirler. Aslında bu işlemi kontrol edebilmek için bir tane gen yeterlidir. Fakat bu sistem çok hayati olduğu için, iki farklı genden biri, diğerinin işlevini yerine getirememesi durumunda, o görevi üstlenmek üzere hazır bekler. Normal koşullarda zararlı proteinleri toplayıp uzaklaştırma işlemi için bir gen yeterli olduğu halde, bu işlem için iki genin olması günümüzde dahi, tam olarak nasıl bir plan üzerine gerçekleştiği keşfedilememiş olan olağanüstü bir durumdur. Bu işlem çok üstün bir akla ve bilgiye sahip olan Rabbimiz’in yaratmasıdır. Hiç kuşkusuz yeryüzündeki tüm canlıların Yaratıcısı ve onların her türlü ihtiyacından haberdar olan Allah’tır.

Taşınabilir Jeneratörler:


İnsanlar bir güç sistemi olmadığı zaman pil benzeri güç kaynakları ile enerji temin etmenin kolaylığını çok iyi bilirler. Bitkiler de Allah’ın ilhamı ile pil benzeri bir güç kaynağının kendileri için hayati bir önem taşıdığının farkındadırlar. Nitekim Alman bilim adamları bitkilerin damarlarında bulunan potasyumu tıpkı bir pil gibi kullandıklarını keşfetmişlerdir. Potasyum bitkinin soymuk boruları içinde dolaştığı zaman lokal enerji sorunlarını çözen bir enerji deposuna dönüşmektedir. Bu enerji deposuna “potasyum pili” adı verilir. Kuşkusuz bu mekanizmayı meydana getiren bitkilerin kendileri değildir. Bu aklın sahibi tüm alemlerin Hakimi olan ve her şeyi kontrol altında tutan Allah’tır.

Bilgisayar Gibi Çalışan Bitki Yaprakları


Bitkilerin soluması, yapraklardaki ‘stomata’ isimli çok küçük delikler kanalıyla gerçekleşir. Stomata yani gözenek, olabildiğince fazla miktarda CO2 (karbondioksit) içeri alacak şekilde açılıp kapanırken bitki için son derece önemli bir kaynak olan su buharını olabildiğince az miktarda dışarı bırakır. Ancak bitki, bu verimliliği sağlamada görünürde bir problemle karşı karşıyadır: Yapraklar parçalara bölünmüştür ve bu parçalar, üzerlerindeki gözeneklerin açık veya kapalı şekilde bulunmasıyla birbirlerinden farklılık gösterir. Yapılan son bir araştırmaya kadar bu bölünmüşlük yüzünden CO2 kazanımının sekteye uğradığı düşünülüyordu. ABD’deki Utah Eyalet Üniversitesi’nden David Peak ve arkadaşlarınca gerçekleştirilen çalışmada, bitkilerin gaz kazanım ve kayıplarını düzenleyebildikleri ortaya çıktı. Hem de bir bilgisayar gibi hesaplamalar yaparak.

Söz konusu araştırmaya göre, bitkilerde ‘dağıtılmış hesaplama (distributed computation)’ adı verilen bilgi işlem davranışı görülüyor. Dağıtılmış hesaplama, birbiriyle etkileşim halindeki çok sayıda birimin iletişimiyle mümkün olan bilgi işleme şeklini ifade ediyor. Dağıtılmış hesaplamada, birimler arasında aktarılan sinyaller, bir problem çözme sürecini ortaya çıkarıyor.

Bir bitkinin soluma gibi hayati bir faaliyeti, yaprak üzerindeki hücrelerden gelen sinyalleri işleyerek yürütmesi ve bunun, bilgisayarlardaki bilgi işlem sistemlerine benzerliğinin bilim adamlarınca telaffuz edilmesi son derece çarpıcı bir durumdur. Yaprak üzerinde birbirleriyle her an iletişim halinde olan çok sayıdaki gözenek, ürettikleri sinyallerle bir bilgi işlem mekanizması ortaya çıkarmaktadır. Bu mekanizma sayesinde üretilen kararın bitki için gerekli maddelerin akışını en verimli şekilde düzenlemesi ise büyük bir mucizedir. Çok sayıda gözenekten çıkacak sinyallerin rastlantısal bir durum ortaya çıkarması bekleneceği yerde bu sinyaller yaprak üzerindeki deliklerin açılıp kapanmasını mükemmel şekilde kontrol etmekte ve solunum gibi hayati bir faaliyetin sekteye uğramasını engellemektedirler.

Bitkilerdeki bu programı tüm bitkilerle birlikte yaratan, göklerin yerin ve ikisi arasındaki herşeyin Yaratıcısı olan Yüce Allah’tır. Allah bir Kuran ayetinde şöyle bildirmektedir:

“ Göklerin ve yerin mülkü O’nundur. Diriltir ve öldürür. O, herşeye güç yetirendir. ” (Hadid Suresi, 2)

Bitkiler, ışığı besine çeviren fotosentez sistemleri, hiç durmadan enerji ve oksijen üreten, doğayı temizleyen, ekolojik dengeyi sağlayan mekanizmaları, tat, koku, renk gibi insana hitap eden estetik özellikleriyle kendilerini yaratan Allah’ın sonsuz ilmini, sanatını, insanlara karşı olan şefkat ve merhametini gözler önüne seren özel canlılardır.

Çok özel faydalar için benzersiz sistemlere sahip olan bitkilerin bugüne kadar sadece 10.000 türü incelenebilmiş, bu araştırmalar sonucunda her bitkinin insanı hayrete düşürecek yaratılış özelliklerine sahip olduğu ortaya çıkmıştır.

Bitkilerin, harikalarla dolu özelliklerini öğrenmek Allah’ı tanımak, O’nun sıfatlarını görebilmek, O’na yakınlaşmak için bir vesiledir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder