Adanın Evrimleştirdiği Kertenkele İddiası

 

Bildiğiniz gibi evrim teorisi değişen ortam ve şartlara göre yeni türlerin ortaya çıktığını iddia eder. İddiaya konu olan böyle bir hayali değişim ve dönüşüm ise yepyeni organ ve sistemlerin vücutta belirmesi ile desteklenmelidir. Hikaye her ne kadar canlılık tarihine aykırı olsa da, fosiller türlerin birbirlerinden yavaş değişimlerle türemediğini, tam aksine birbirlerinden bağlantısız olarak tam ve eksiksiz halleriyle bir anda ortaya çıktıklarını gösterse de, bu masalın savunucuları desteksiz iddialarına devam etmektedirler.

Bu hikayelerden birinde ise, ıssız bir adaya bırakılan kertenkeleler sözde “çarpıcı bir şekilde” evrimleşmişlerdir. Bu iddianın detaylarını inceleyelim.

1971 yılında 5 çift İtalyan duvar kertenkelesi Adriyatik denizindeki bir adadan alınıp ıssız komşu bir adaya (Pod Mrcaru) bırakıldılar. 36 yıl sonra tekrar incelendiklerinde, sayıca tabi ki binlere ulaştıkları, vücutlarının da her bakımdan irileştiği saptandı. Kafaları daha uzun, daha geniş ve yüksektir. Bağırsaklarında ise artık “çekal boğum” vardır. Peki ama evrim iddiasının ihtiyacı olan yepyeni organlar nerededir?

Evrimcilerin bulmayı umduğu yepyeni herhangi bir uzuv ya da organ yoktur. Yalnızca iyi beslenmiş ve böylece 30 nesil boyunca atalarına göre daha besili hale gelmiş duvar kertenkeleleri vardır. Zaten genetik olarak incelendiklerinde de ataları ile aynı oldukları araştırmacıların kendileri tarafından da itiraf edilmektedir.

Peki ya yeni bir yapı olduğu iddia edilen çekal boğum yepyeni bir yapı ya da organ mıdır? Çekal boğum kertenkele cinslerinin %1’inde zaten gözlenebilen bir bağırsak boğumudur. Yepyeni bir organ ya da yapı olarak tanımlanamaz. Yalnızca diyeti bitkilere doğru kaymak zorunda kalan bu kertenkelelerde sessiz kalmış bir genetik özellik aktif hale gelmiştir. Bu durum, genetik biliminde ihtiyaç durumunda kapalı tutulan bir genin zamanı gelince açılması ve çalıştırılması olarak açıklanmaktadır. Günümüzde epi-genetik olarak adlandırılan bu araştırma alanına göre, genotip aynı kalırken fenotip değişebilmektedir. Böylece, canlının DNAsına yeni bir genetik bilgi eklenmeden ya da mutasyonlarla eksilmeden fiziksel veya fizyolojik özellikler değişiklik göstermektedir. Aynı tür içindeki varyasyon yani çeşitlilik potansiyeli de bu çerçevede incelenmesi gereken bir durumdur

Yalnızca dış özelliklere bakarak yapılan evrimci yorumlar genetik bilimi tarafından geçersiz bırakılmaktadır. Evrimci önyargılar bilimi şekillendiremediği gibi, tam da aksine, bizzat bilim tarafından yerle bir edilmektedir.

Kaynak:

http://www.pnas.org/content/105/12/4792

https://www.sciencedaily.com/releases/2008/04/080417112433.htm

https://news.nationalgeographic.com/news/2008/04/080421-lizard-evolution.html

http://www.umass.edu/newsoffice/article/lizards-undergo-rapid-evolution-after-introduction-new-home-says-umass-amherst-researcher

https://www.hominides.com/html/theories/preuve-evolution-lezard.php

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder