Okyanus Dalgalarına Direnç Gösteren Bir Canlı : Yassı Deniz Kestanesi


Deniz kestaneleri, dalgaların itme ve çekme kuvvetine karşı müthiş bir dirence sahip canlılardır...

Okyanusta oluşan dalgaların önemli özelliklerinden biri kıyıdan aldıkları bir nesneyi, yeni bir dalgayla tekrar kıyıya sürüklemeleri ve bunu üst üste dalgalarla devam ettirmeleridir. Bu nedenle insanlar için bu dev dalgalarda yüzmek ve bu dalgaların vurduğu kıyılarda ayakta durmak mümkün değildir. Dalgaların bu etkisinden kurtulmak içinse belli bir direnç gösterilmesi gerekir. Denizlerde yaşayan deniz kestanelerinin bir türü olan yassı deniz kestaneleri, dalgaların itme ve çekme kuvvetine karşı bu müthiş dirence sahip canlılardır. Çünkü deniz kestaneleri basınç farklarından meydana gelen kaldırma kuvvetini yenmek, diğer taraftan da hızlı akıntıların meydana getirdiği sürüklenme kuvvetini etkisiz hale getirmek için mükemmel bir yaratılışa sahiptir. 

Yüce Allah deniz kestanelerini çok değişik boy ve şekillerde yaratmıştır. Genel olarak deniz kestanelerinin bilinen şekli küredir. Ancak bazı deniz kestaneleri yassı, uzun ve incedir. Bu, Yüce Allah’ın çeşitlilik ve yaratma sanatına bir örnek oluşturur. Batı Hindistan’da ve Kuzeybatı Amerika’da okyanus kıyılarında yayılış gösteren deniz kestaneleri (Sanddollar) metal paraya benzeyen yassı görünümleri ile deniz tabanını geniş bir şekilde kaplarlar. En önemli özellikleri okyanusun dev dalgaları ve çalkantılı deniz dibine karşı gösterdikleri müthiş dirençtir. Bu canlıların bir kısmı kendini 2-10 mm derine, dalgaların kırıldığı yerlerde ise 20-30 mm derine gömerler. Yoğun okyanus akıntılarına karşı olan kısımlarda ise bedenlerinin 1/3’ünü kuma gömerler ve akıntıya paralel olarak durarak akıntının etkisini azaltırlar. Küçük bir deniz kestanesinin tıpkı sörf yapanlar gibi denizin akıntısı yönünde durarak akıntının etkisini azaltması veya kendilerini kuma gömerek yerlerini sağlamlaştıracaklarını bilmeleri elbette mümkün değildir. Deniz kestanelerinin bir aklı ve yeteneği yoktur, onlara bu şekilde hareket etmelerini ilham eden Allah’tır. Ancak deniz kestanelerini dalgalara karşı dirençli kılan özellikleri sadece bunlarla sınırlı değildir. Rabbimiz deniz kestanelerinin dalgalara karşı direnç göstermeleri için üstün aklının eseri olan pek çok detay yaratmıştır. 

Deniz Kestanelerinin Şekli Dalgalara Karşı Koyacak Biçimde Yaratılmıştır 

Alemlerin Rabbi olan Allah deniz kestanelerinin bedeninde önemli özellikler yaratmıştır: 

. Bedenleri Okyanus Dalgalarında Sürüklenmeyi Engelleyecek Şekildedir: 

Allah deniz kestanelerinin sürüklenmesini önlemek için bu canlıların şeklini yassı fakat ortası hafif kubbeli olarak yaratmıştır. 

. Vücut Şekilleri Suyun Kaldırma Kuvvetini Dengeler: 

Rabbimiz deniz kestanelerinin bedenlerinde suyun kaldırma kuvvetine karşı dengeleyici bir unsur olarak ağırlık kemeri yaratmıştır. 

. Basınç Farklarını Ortadan Kaldırırlar: 

Bu canlıların alt yüzeyindeki basınç üst yüzeyindeki basınçtan fazladır. Bu, deniz kestanesinin tutunmasını engelleyen bir güç oluşturur. Basıncı engellemek için Allah deniz kestanelerinin bedeninin alt yüzeyinde kanalcıklar yaratmıştır. Bu kanalcıklar su akışı sağlayarak suyun kaldırma kuvvetini ortadan kaldırırlar. 

. Ağırlıklarını Çevreden Topladıkları Materyallerle Arttıracak Yapısal Özelliğe Sahiptirler: 

Kaldırma kuvvetlerinin etkisini azaltmada bir yöntem de daha ağır olmaktır. Deniz kestanelerinin genç olanları daha hafif olduklarından kolaylıkla sürüklenebilirler. Ağırlıklarını arttırmak için kum tanelerini toplar ve depo ederler. Kum taneleri dışında deniz dibindeki ağır magnetit parçaları da toplarlar. Ayrıca büyüdükçe bedenlerinin alt ve üst yüzeyleri arasında kalsit oluşur. Üst taraflarındaki gerilmelerin alt tarafa aktarılmasına olanak veren bu madde, aynı zamanda ağırlık kemeri olarak da işlev görür. Bu canlıların kum tanelerinin ağırlıklarını arttıracağını tahmin etmeleri, hatta magnetidin daha ağır olduğunu düşünüp kum taneleri arasından magnetidi seçmeleri, bedenlerinin üst ve alt kısımlarında kalsit birikimi oluşturmaları kendi akılları ve iradeleri ile gerçekleştirecekleri işlemler değildir. Bu canlılara okyanustaki akıntılara karşı koyabilecekleri tüm bu detayları öğreten Yüce Rabbimiz’dir. 

. Bedenlerindeki Kısa Dikenler Akıntılara Karşı Direnç Sağlar: 

Deniz kestanelerinin tüm bedenini kaplayan yaklaşık 2-3 mm uzunluğundaki dikenler son derece işlevsel özelliklere sahiptir. Kenarlarda olan uzun dikenler yolu açar, bedenin alt kısmındaki dikenlerin yarısına yakın kısmı ise kumu iterek hareketi sağlar. 

. Deniz Kestanelerinin Diş Benzeri Keskin Yapıları Dipteki Sert Yüzeylere Tutunmasını Sağlar: 

Bu canlıların diş benzeri yapıları son derece sert ve doğal bir dolgu maddesine sahiptir. Karışık yapılı kalsit kristal katmanlarından oluşan bu oluşum keskinliğini yitirip kırıldığı zaman, hemen altından yeni bir kristalimsi yapı çıkar. 

Yeryüzünde var olan tüm canlılar çoğalmalarından, korunmalarına, beslenme şekillerine kadar sayısız üstün özelliklerle donatılmışlardır. Ancak tüm canlılar gibi deniz kestaneleri de tüm bunları yapabilecek bir bilince veya akla sahip değillerdirler. 

Deniz kestanelerinin sahip olduğu özellikler ve sistemler, üstün bir aklın ve çok büyük bir ilmin açık delillerindendir. Doğanın tamamında sergilenen bu akıl ve mükemmel uyum, evrendeki herşeyin Yaratıcısı olan Allah’a aittir. Allah’ın kusursuz yaratışı bir Kuran ayetinde şöyle bildirilir: 

“Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca “Ol” der, o da hemen oluverir.” (Bakara Suresi, 117) 

Deniz Kestaneleri Yüce Allah’ın Bedi (Örneksiz Olarak Yaratan) İsminin Tecellilerindendir 


Rabbimiz, deniz kestanelerine deniz altında rahat hareket edebilme, kendilerini savunma ve dev okyanus dalgalarına karşı direnç gösterme gibi ihtiyaçlarına yönelik pek çok yetenek vermiştir. Bu canlı Yüce Allah’ın ilhamı ile insanların yüzmekte ve ayakta durmakta güçlük çektiği dev dalgalara karşı koyabilir, hatta bu dalgalara karşı koyabilmek için çeşitli tedbirler alabilirler. 

Deniz kestanelerinin sahip olduğu bu özellikler, Allah’ın sınırsız ilminin göstergelerindendir. İnsanın çevresinde görebildiği ve göremediği tüm canlıları ve herşeyi Allah örneksiz olarak yaratmıştır. Kainatın, galaksilerin, gezegenlerin, canlıların, hatta tek bir hücrenin olmadığı bir zamanda Yüce Allah’ın dilemesi ve ‘Ol’ demesiyle, atomlardan, moleküllerden, hücrelerden, canlılardan, gezegenlerden, yıldızlardan, galaksilerden oluşan kusursuz bir sistem oluşmuştur. İnsanların binlerce sene sonra keşfedebildikleri mikro dünyadan, ancak 20. yüzyılda haberdar olunan gök cisimlerine kadar herşey Allah’ın var ettiği sistemlerdir ve O’nun belirlediği kanunlara tabidirler. Allah hiçbir örnek yokken evreni, içindeki her ayrıntıyı ve deniz kestanelerini yaratmıştır. Allah’ın herşeyi yaratan olduğu ayetlerde şöyle haber verilmektedir: 

“Allah, her canlıyı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi karnı üzerinde yürümekte, kimi iki ayağı üzerinde yürümekte, kimi de dört (ayağı) üzerinde yürümektedir. Allah, dilediğini yaratır. Hiç şüphesiz Allah, her şeye güç yetirendir.” (Nur Suresi, 45) 

Deniz Kestanelerinin Dikenlerindeki Detaylar 

Deniz kestanelerinin koruyucu kabuklarının üzerinde sivri dikenler vardır. Kasların kasılmasıyla hareket eden bu dikenler, kısa ve kalın olabildiği gibi, ince ve sivri de olabilirler. Genel olarak deniz kestanelerinin dikenleri 1-2 cm uzunluğunda, 1-2 mm kalınlığındadır. Bu dikenler çok keskin değillerdir. Bazı türlerinde 10-20 cm uzunluğunda olabilen ince dikenler vardır. Deniz kestanelerinin sahip olduğu dikenler pek çok işlevsel özelliğe sahiptir. Beslenmek, kendilerini korumak ve hareket etmek için bu dikenlerden faydalanırlar. 

* Harekete Yardımcı Olan Dikenler: 

Dikenlerin arasında zemine tutunmaya yardımcı olan kıskaç biçimli yapılar vardır. Allah bu dikenlerin uçlarında ileriye uzanan ince uzun tüp şeklinde uçları vantuzlu oluşumlar yaratmıştır. Bu oluşumlar ayak gibi bir işlev görerek zemine tutunur. Deniz kestanesinin hareket etmesi esnasında bu ayaklar, su kanalları sisteminde basıncın değişmesiyle uzayıp kısalır. Dikenler ise kasların kasılmasıyla hareket ettirilir. 

* Savunma Sisteminin Önemli Parçası Olan Dikenler: 


Deniz kestanelerin üst yüzeyinde iki diken bulunur. Bunların bir kısmı çubuk şeklindedir uçları ise yuvarlaktır. Bu yuvarlak uçlar tıpkı bir tente gibi kum tanelerinin deniz kestanesinin üstüne düşmesine engel olur. Diğer dikenler ise mısır tanesine benzer, bunlar da daha küçük kum taneciklerinin birikmesine engel olurlar. Çünkü kum taneleri bu dikenler arasında birikirse organellerin hareket etmesi güçleşir ve deniz kestanesine zarar verir. 

Çubuk ve mısır tanesi şeklindeki dikenleri olmasına rağmen bazen çok küçük kum tanecikleri ve organik maddeler yine de dikenler arasına kaçabilirler. Fakat dikenlerin üzerindeki silia bantları küçük akıntılar meydana getirerek bunların temizlenmesini sağlar. Eğer yine de bazı çok küçük organizmalar dikenlere asılır veya diken tabanındaki girdaplarda birikirse, her dikene rahatlıkla ulaşabilen minik hareketli pensler bu asalakları ve kum tanelerini temizler. Allah bu penslerin bazılarında küçük zehir keseleri de yaratmıştır. Böylece Rabbimiz Hafız (koruyan, gözeten, muhafaza eden) ismi ile deniz kestanelerini tehlikelerden korur. 

Besin Bulmaya Yarayan Dikenler: 
Deniz kestanelerinin beslenmesi oldukça ilginçtir. Bir milyon civarındaki boru ayaklarından yaklaşık 150 bini yiyecek arar. Küçük boru şeklindeki ayaklarının uçlarındaki vantuzlar ile kum taneciklerini ve tek hücreli canlıları yakalar. Yiyecekleri bir ayaktan diğer ayağa aktararak ağızlarına ulaştırır ve beş adet keskin dişleri ile bu yiyecekleri parçalarlar. 

Deniz kestanelerinin besini enerji değeri yüksek tek hücreli canlılardan olan diatomlardır. Fakat diatomları bulamadıkları zamanlarda kum tanecikleri üzerindeki ince organik tabaka ile beslenirler. Deniz kestanelerinin kum tanecikleri üzerinde ince bir organik tabaka olduğunu bilmeleri elbette kendi akledecekleri bir konu değildir. Bu canlılara bu şekilde davranmalarını ilham eden Rezzak (Rızık veren, insanların faydasına olmak üzere nimetlerini veren) olan Allah’tır. Ayette şöyle buyrulur: 

“Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah’a ait olmasın. Onun karar (yerleşik) yerini de ve geçici bulunduğu yeri de bilir. (Bunların) Tümü apaçık bir kitapta (yazılı)dır.” (Hud Suresi, 6)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder