Kalbin Kendini Onarma Özelliğini Ortaya Çıkaran Protein: Timosin Beta-4


Kalp, bedendeki tüm mucizevi sistemlerden ayrı olarak, tek başına, kusursuz yaratılışın en güzel örneklerinden biridir. “İnsanı yaşatabilecek” benzer bir mekanizma tüm bilimsel gelişmelere rağmen asla yapılamamıştır. Kalp; kendisini oluşturan hücreleri, özel kapakçık sistemleri ve bunların açılma ve kapanma düzenleri ile son derece kompleks ve özel sistemlere sahip bir organdır. Yaptığı işin benzerini yapabilecek bir organ yoktur. 

* Bu organın işleyişinde herhangi bir bozukluk olursa ne olur? 

* Kalp krizi sonrasında kalp kendini tekrar nasıl onarabilir? 

* Timosin Beta-4 (TB4) molekülünün kalbin onarılmasındaki işlevi nedir? 

Henüz yaratılışı üzerinden 22 gün geçmiş olmasına rağmen, ceninin sol yanında küçük bir hücre topluluğu hareket etmeye başlar. Artık bu hücre topluluğu uzunca bir süre hiç durmayacaktır. Asla yorulmayacaktır. Dakikada yaklaşık 70 kere, bir yılda yaklaşık 35 milyon kere, ortalama bir ömür boyunca ise 2 trilyon kere atacaktır. Tüm hayatı boyunca yaklaşık 227 milyon litre kan pompalayacaktır. Hiç yorulmadan kan damarları aracılığı ile tüm organları besleyecektir. Kalp, Allah dilediği için her bedende görevini mükemmel bir şekilde yerine getirir, her an, her yaptığı işte Rabbimiz’in gözetimi altındadır. İnsan vücudunda detay sanatını sergileyen Allah bir ayetinde bu gerçeği şu şekilde bildirir: 

“Allah, sizi annelerinizin karnından hiçbir şey bilmezken çıkardı ve umulur ki şükredersiniz diye işitme, görme (duyularını) ve gönüller verdi.” (Nahl Suresi, 78) 

Yaşamın temeli olan bu organ aynı zamanda kendisini beslemek için de kan kullanır. Ancak, Rabbimiz, insanlara acizliklerini hatırlatmak için bazen kalbi besleyen damarları; kolesterol (kan yağları), diğer yağlar, kalsiyum ve kandaki bazı maddelerin birleşerek oluşturdukları tabakalar (plaklar) gibi sebeplerle daraltabilir. Bu durumda kalbin kendini besleyen damarları (koroner arterler) dolaşım bozukluğuna neden olur ve koroner yetersizlik meydana gelir. Damarların daralmaları zaman içinde tam bir tıkanıklığa dönüştüğünde ise şiddetli göğüs ağrısıyla birlikte kalp krizi oluşur. Bu rahatsızlık büyük çoğunlukla ölümle sonuçlanır, ancak bazen kriz geçiren kişi kurtulur. Fakat kalp geçirdiği bu rahatsızlık nedeniyle zarar görür. 

Son yıllarda yapılan çalışmalar Yüce Allah’ın kulları üzerindeki rahmetini ve şefkatini bir kez daha göstermiştir. Çünkü kalbin çocuklardaki gelişim sürecinde ürettiği bir protein, zarar görmüş kalp hücrelerinin onarılmasını ve kalbi besleyen damarların sayısının artmasını sağlamaktadır. 

Kalbin Onarıcı Gücü: Timosin Beta-4 

Kalp krizi esnasında kalbe kan akışının aniden durmasıyla kalp hücreleri ölür ve kalpte onarılması mümkün olmayan zararlar meydana gelir. Kalpte ortaya çıkan bu tahribatla, hasta bundan sonraki hayatına yaşam kalitesi düşmüş olarak devam eder. 

Kısa bir süre öncesine kadar, diğer organların aksine kalbin kendisini yenileme yeteneğine sahip olmadığı zannediliyordu. Ancak, günümüzde, bu zararın aslında vücut tarafından telafi edilebileceği anlaşılmıştır. Çocuklarda kalbin gelişiminde anahtar rol oynayan timosin beta 4 (TB4) adlı protein, yetişkinlerin kalbinde ‘’uykudaki’’ kök hücreleri uyandırır. Birçok canlının dokularında bulunan α 1 ve β 4 olmak üzere iki tipi bulunan timosin adlı bu küçük proteinler vücuttaki hücreleri yeniden programlama özelliğine sahiptirler. Günümüzde ilaç olarak verilen bu protein, kök hücrelere kalbin onarılmasıyla ilgili bir kod yollar. Böylece başka tedaviye gerek kalmadan kalp kendi kendini tedavi eder. İlaç şeklinde verilen bu protein, kök hücrelerinin kalp ve damar hücrelerine dönüşmesini sağlayarak kalbin performansını %25’e varan oranda arttırır, zarar görmüş kalp hücrelerini onarır ve kalbi besleyen damarların artmasını, kasların da kendi kendilerini onarmasını sağlar. 

Herşeyin Yaratıcısı Olan Allah Çok Yücedir 


Vücudumuzda farkına varmadığımız, çoğu zaman da varlığından bile haberdar olmadığımız olaylar, büyük bir düzen içerisinde meydana gelir. Hayatımız için vazgeçilmez olan kalbin atışı kendi irademizle başlattığımız ve devam ettirdiğimiz bir hareket değildir. Kalbimiz Rabbimiz’in mucize olarak yarattığı organlardan biridir. Bu organ, insan henüz anne karnında küçük bir hücre topluluğu iken atmaya başlar ve hayatı sona erene kadar kusursuzca görevini yerine getirir. 

Son yıllarda yapılan araştırmalar, bu mükemmel işleyen organda herhangi bir aksaklık olduğunda bazı proteinlerin devreye girerek kalbi onardığını ortaya koymuştur. Ancak elbette tıp bilgileri olmayan proteinlerin kalpte oluşan zararı tespit edecek, buna karşı tedbir geliştirecek ve bu tedbir ile hayat kurtaracak bir bilinçleri yoktur. Fakat, yeryüzündeki tüm insanlarda, aynı görevi yerine getirmek için hazır bulunmaktadırlar. Bu üstün özelliklere sahip protein ne bir insan aklının ne de hayali evrim sürecinin bir eseri değildir. Bu, yarattığı herşeye bir düzen, intizam ve kusursuzluk veren Allah’ın yaratmasıdır. Allah, varlığı yaratılan her varlığın bütün ihtiyaçlarına yeten (Kafi), kuşatan (Muhit) ve istediğini istediği gibi yapmaya gücü yeten (Kadir)’dir. Ancak Kendisi’ne şükredilen, bütün varlığın diliyle yegane övülen (Hamid)’dir. O, örneksiz olarak yaratan (Bedi)’dir. Kuran’da bu gerçek şu şekilde belirtilir: 

“Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca “Ol” der, o da hemen oluverir. (Bakara Suresi, 117) 

Kalp, Yüce Allah’ın Yarattığı Mükemmel Bir Organdır 

*Kanı Rahatlıkla Pompalar: Kalp, su, yağ ve proteinin biraraya gelmesiyle oluşan, yumruk büyüklüğünde bir et parçasıdır. Bu et parçası, dünyadaki tüm uzmanların biraraya gelerek bilgisayarlar ile meydana getirecekleri en teknolojik pompadan bile daha mükemmel ve kusursuz bir sisteme sahiptir. Bu benzersiz et parçası, kanı 3 metre kadar yukarı fırlatabilecek muazzam bir güce sahiptir. 

*Oksijen İhtiyacını Tespit Eder: Kalp vücudun gereksinim duyduğu oranda kanı tespit edip ihtiyaç oranında kan pompalar. Bu muazzam organ, dinlenme halindeki bir kişide dakikada yalnızca 4-6 litre kan pompalar. Bu miktar o anda bu kişi için yeterlidir. Çünkü vücuttaki hücrelerin bu aşamada fazla miktarda oksijene ihtiyaçları yoktur. Ancak egzersiz yapan bir kişide oksijen ihtiyacı artar. Hücrelere oksijenin daha hızlı biçimde iletilmesi gerekir. Kalp hemen bu ihtiyacı tespit eder ve daha hızlı atmaya başlar. Egzersiz sırasında kalbin dakikada pompaladığı kan miktarı dört ila yedi kat kadar artar. 

*Yorulan Kasları Destekler: Kalbin çalışması hiç durmadığı gibi, bazı zamanlarda kalp çalışmasını artırır. Koşarken kalp, kan pompalama miktarını saatte 2270 litreye çıkarabilir. Yorulan kaslarımızın ihtiyacı olan miktarda oksijeni sağlamak için çalışma temposunu dakikada 70’den 180 defaya çıkarabilir. Dokulara sağladığı kanı 5 katına yükseltebilir. Diğer kaslarımız yorucu bir hareket yaptığında kalp, daha da hızlanarak bu kaslara destek vermektedir. 

*Karıncık ve Kulakçıkları Koordine Eder: Kalbin, zamanlaması kusursuz olan bir düzeni vardır. Bu da kalbi oluşturan hücreler arasındaki koordinasyon ve haberleşme ile sağlanır. Burada elbette ilk dikkati çeken Allah’ın ilhamıyla hareket eden hücrelerdeki “akıl”dır. Kalbi oluşturan bu hücreler akımı, kalbin diğer tarafına doğru saniyede yaklaşık 60 cm hızla gönderirler. Sinyal, S.A yumrusu adı verilen bölgeden gönderilmiştir. S.A yumrusunu oluşturan hücrelerin sinyali ürettikleri süre ise saniyenin 14’de biri kadardır. Burada ikinci akımı üreten hücreler bulunur ve A.V. yumrusu adını alırlar. Akım, hızla ilerlerken sırayla iki kulakçığı harekete geçirir ve kan toplamak için bunların kasılmalarını sağlar. Hala ilerlemekte olan elektrik akımı tam karıncık kaslarına ulaşacakken, sağ kulakçık ile sağ karıncık arasındaki kas dokusunda bulunan özel ipliksi hücreler tarafından durdurulurlar. Bu durum, akımın karıncığa ulaşırken gecikmesine neden olur. Akım, saniyede 20 cm hıza düşer ve saniyenin 16’da biri gibi bir sürede iletilmeye başlar. Bu gecikme son derece önemlidir. Bu gecikme nedeni ile karıncıklar kasılmadan, kulakçıklar kendi içlerini kanla doldurmuş ve pompalamak için hazırlanacak fırsat bulabilmişlerdir. Kalbin senkronize hareketinin sırrı budur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder