İnsan Ayağındaki Yaratılış Özellikleri


Ayak özel olarak yük taşımak için yaratılmış bir organdır...

* Ayaklar kilolarca ağırlıktaki vücudumuzu kendilerine hiçbir zarar vermeden nasıl taşır?

* Ayağın yapısal özellikleri nelerdir?

* Ayak parmakları yürüme veya koşmaya nasıl etki eder?

Ayak tabanının kavisli şeklinin işlevsel özelliği nedir?

İnsan ayağı vücudun en kompleks yapıya sahip mühendislik harikalarından biridir. Ayak; yürüme, atlama ve koşma sırasında kas-iskelet sisteminin vücut yükünü taşıyarak dağıtan bölümüdür. Rabbimiz bu fonksiyonların kolaylıkla gerçekleştirilmesi için ayakları çok özel bir yapıya sahip olarak yaratmıştır. Ayağın yapısındaki bu mükemmellik çeşitli mühendislik eserleriyle kıyaslanabilir özelliktedir:

Kaslar ve Kemikler Arasındaki Koordinasyon: Ayaklar toplam 26 (vücuttaki kemiklerin 4’te biri) kemikten oluşur. Bunların 12 tanesi yük taşımak için gerekli olan tarak ve bilek kısmına, 14 tanesi ise; yürüme anında itici güç olarak kullanılan parmak kemiklerine aittir. Ayaktaki sekiz yay mükemmel bir iş çıkartarak vücut ağırlığını dağıtır, bu sırada 200 adet bağ, ayaktaki 26 kemiği kontrol eden 40 farklı kası koordine eder. Kompleks kan damarlarından ve sinirlerden oluşan bir sistem ayakları vücuda bağlar.

Ayak Tabanının Kavisli Şekli: Kavisli şekil vücut ağırlığına karşı, kemiklere destek verir. Bu kavisten yoksun olan düz tabanlar bu yüzden yürüme zorluğu çekerler. Kemerli yapılar taşıyıcı sistemleri dayanıklı hale getirdiği için insanların yaptığı binalarda ve köprülerde de kullanılır.

Ayak Kaslarının Dizilişindeki Kusursuz Plan: Ayaklar hareketlerin kolaylıkla yapılmasını sağlamak için oldukça fazla kasla kaplanmıştır. Bu kasların 13 tanesi ayak üstünde, 17 tanesi ayak tabanında yer alır. Hareketi sağlamak amacıyla ayak üstündeki kasların 6 adedi baldırdan, 7 tanesi ise ayak sırtından gelir. Ayak tabanındaki 17 kasın 2 tanesi baldırdan, 15 tanesi ise ayak tabanından gelir.

Rabbimiz’in ayak tabanındaki kasları çok sayıda, kalın ve kuvvetli olarak yaratmasının hikmeti ise ayak tabanının çok fazla yükle karşı karşıya kalmasıdır. Bu kasların diziliş yönü de vücut ağırlığının daha fazla bindiği yerleri desteklemek üzere özel olarak yaratılmıştır. Örneğin ayak kemerinin altındaki kaslar kasılarak kemeri destekler ve yastık görevi görerek hem ağırlığın taşınmasına hem de dengenin sağlanmasına yardımcı olur. Ayağın diğer bölümlerine yerleştirilmiş olan kaslar da aynı şekilde itme ve çekme yönünde eşit kuvvet sağlayarak ayakların ağrımadan, dengeyi bozmadan ve her türlü hareketi kolaylıkla yapmalarını sağlar

Ağırlığa Karşı Gösterdikleri Dayanıklılık:
 Bilindiği gibi bir otomobilin gaz pedalına basıldığında pedal kaldıraç gibi çalışır. Aynı şekilde ayaklar da parmak ucunda kalkma hareketi yapıldığında hidrolik bir kriko görevi görürler. Zıplama hareketinde bedeni fırlatırken ve koşma hareketi yapıldığında bacaklar için birer yastık görevi görürler. Bütün bu hareketler sırasında ayakta bulunan dokulara, damarlara ya da kaslara hiçbir zarar gelmez.

Vücudun başka hiçbir organı ayakların üstlendiği ağırlık kaldırma görevini üstlenemez. Örneğin eller ve ayaklar ağırlık kaldırma bakımından kıyaslandığında, ayakların taşıma gücü çok daha net anlaşılabilir. Her ayağa kalkıldığında ayakların üzerine uygulanan ağırlığın aynısı ellere uygulansa durum çok farklı olurdu. Çünkü elleri masanın üzerine koyup 70-80 kilo ağırlığında bir yük yerleştirilse çok kısa bir süre sonra dokular ezilir, damarlar basınca dayanamayacak hale gelir ve hatta kemikler deriye zarar verirdi. Ancak bütün bir gün insan vücudunu taşıyan ayaklarda ne basınç damarlara zarar verir, ne de dokular ezilir. Çünkü ayak özel olarak yük taşımak için yaratılmış bir organdır.

Ayak Parmaklarının Yürümeyi Kolaylaştıran Özelliği: Eğer ayak parmakları olmasaydı topuklar dengeli bir şekilde yerden kalkmazdı. Yani topuğun yerden kesilmesi ile parmaklara yansıyan kuvvet, tarak kemiklerinin başında son bulur. Bu durumda tarak kemikleri zemine paralel basmayacağından vücudun öne doğru olan hareketi meydana gelmez. Dolayısıyla insan, ancak dizini kırmadan bacağını düz atarak yavaş yürüyebilirdi.

Kavramayı Sağlayan Ayak Parmaklarındaki Kaslar ve Kemikler:
 Ayak parmaklarıyla zemine basıldığında vücudu öne hareket ettiren kuvvet, parmakların ucundaki kuvvetli kaslardır. Ayağın birinci ve beşinci parmağında iki, diğer parmaklarında üç adet parmak kemiği bulunur. Allah parmakların zeminde oluşan itme kuvvetinin daha kavrayıcı olması için bu düzeni yaratmıştır.

Ayakta Durmayı Sağlayan Topuk ve Tarak Kemikleri: Ayakta hareketsiz dururken vücut ağırlığını topuk kemiği ile tarak kemikleri taşır. Dolayısıyla ayakta dururken parmaklar dinlenmiş olur. Eğer yürürken ve ayakta dururken ağırlık parmaklara binmiş olsaydı, parmaklar buna dayanamayıp vücut ağırlığını taşıyamayacaktı ve insan ayak üzerinde 5 dakika dahi zor durabilecekti.

İnsan Ayağındaki Üstün Sanatın Yaratıcısı Yüce Allah’tır 

İnsan ayağı, mekanik fonksiyonların kolaylaştırılması için yaratılmış çok özel bir yapıya sahiptir. Ayak tabanındaki kavisli şekil, vücut ağırlığına karşı kemiklere destek verecek özelliğe sahiptir. Yürüme esnasında ayağımız önce topuk olarak yerle temasa geçer, temasın sonuna doğru parmak ucunda yükseliriz. Bunun yapılabilmesinde ayak parmaklarına bilhassa da ayak baş parmağına büyük iş düşmektedir.

Gün boyu ayaklarımızın üzerinde dururuz. Ancak bu basınca rağmen ayaklarımızın altındaki hassas dokular, sinirler ve incecik damarlar zedelenmez. Çünkü ayak tabanı vücut ağırlığının olumsuz etkisini yok eden, basıncın eşit şekilde dağılmasını sağlayacak yastığa benzer özel bir yapıya sahiptir. Bu yapı sayesinde rahatça hareket ederiz.

Çok açıktır ki ayak Yüce Allah'ın insanlar üzerindeki şefkatinin delillerinden bir tanesidir. Allah insan için en rahat edeceği, hiçbir sıkıntı duymayacağı, tüm ihtiyaçlarını kolaylıkla karşılayacağı özelliklere sahip olan bedeni yaratarak Kendisini bizlere tanıtmaktadır. Görebilenler için Allah'ın ayetleri her yerde sergilenmektedir. Önemli olan bu ayetler üzerinde düşünerek herşeyin hakimi olan Allah'a yönelmektir. Bir ayette ilmin tek sahibi olan Allah’ın yaratma sanat şöyle bildirilmiştir:

“Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün ard arda gelişinde, insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah'ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında, rüzgarları estirmesinde, gökle yer arasında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır.” (Bakara Suresi, 164)

Kuran Mucizelerinden “Hareket Etmenin Önemi” 

Ayakları kıpırdatıp, büküp, esnetmek, tüm ayak parmaklarını aşağı ve yukarı birkaç kez hareket ettirmek beyni ve iç organlarını uyaran sinirleri harekete geçirir. Bu hareketlerin her sabah kalkmadan ya da uzun süre oturulduğunda yapılması gün içinde vücudun yeniden enerji kazanmasını sağlar. Kuran'da ayakların hareket ettirilmesine Hz. Eyüp (a.s.)'a gelen bir vahiy ile dikkat çekilmiştir:

“Kulumuz Eyyub'u da hatırla. Hani o: "Herhalde şeytan, bana kahredici bir acı ve azap dokundurdu" diye Rabbine seslenmişti. "Ayağını depret. İşte yıkanacak ve içecek soğuk (su," diye vahyettik).” (Sad Suresi, 41-42)

Ayette geçen bu ifade ayakları hareket ettirmenin faydalarına işaret ediyor olabilir. (Doğrusunu Allah bilir.) Nitekim "Ayağını depret, yere vur" diye tercüme edilen "urkud" kelimesi, Enbiya Suresi 12. ve 13. ayetlerde "koşmak" anlamında kullanılmaktadır. Bu da burada kastedilen hareketin "koşma" veya "hızlı yürüme" şeklinde olabileceğini göstermektedir.

Hareket etme esnasında özellikle bacak kasları gibi uzun kasların hareket ettirilmesi (izometrik hareketler) ile kan dolaşımı hızlanır, hücrelere giden oksijen miktarında artış olur. Bunun sonucunda kişinin üzerindeki bitkinlik kaybolur, toksik maddelerin vücuttan atılmasıyla da kişi dinçleşir. Ayrıca ayakların çıplak olarak yere basılması vücutta birikmiş statik elektriğin boşaltılmasında çok etkili bir yöntemdir. Bu yöntem vücut için bir nevi topraklama görevi görür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder