Hacı Bektaş-ı Veli



HACI BEKTAŞ-I VELİ

Gerçek ismi, Seyid Muhammed bin İbrahim Ata olan Hacı Bektaş-ı Veli  1281 yılında Horasan Nişabur’da doğmuş bir düşünürdür.  Hz.Ali’nin soyundandır ve “Seyyid”dir.   Anadolu Alevi ve Bektaşiliği'nin doğmasına öncülük etmiştir.
İlk eğitimini Şeyh Lokman-ı Perende'den almış ve Ahmet Yesevi 'nin öğretilerini takip etmiştir. Ondan dolayı Ahmet Yesevi'nin 'halife'si olarak kabul edilmektedir.  Zahir ve batın ilimlerinde derin bilgilere sahiptir.
Anadolu'ya geldikten sonra kısa zamanda tanınarak kıymetli talebeler yetiştirmiştir.

Kendisinin de bağlı olduğu "Ahilik Teşkilatı" ile büyük hizmetler yapan Hacı Bektaş-ı Veli ve talebeleri, Osmanlı sultanları tarafından da sevilmiş ve hürmet görmüştür. Bu sıralarda kuruluş devrinde olan Osmanlı Devleti'nin sağlam temeller üzerine oturmasında büyük hizmetleri olmuştur. 
Allah aşkı ile dolu olan Hacı Bektaş-ı Veli'den etkilenip onu kendilerine manevi pir olarak kabul eden Yeniçeri Ordusu, manevi hayatını ve disiplinini ona bağladı. Bu nedenle Yeniçerilere tarihte Hacı Bektaş Veli’nin çocukları da denirdi. 
Yeniçerilerin sefere giderken ettikleri ve Gülbank diye bilinen duada da Hacı Bektaş Veli'nin adı anılırdı.

"Allah, Allah! İllallah! Baş uryan, sine püryan, Üçler, yediler, kırklar! Gülbang-i Muhammedi, Nûr-i Nebi, Kerem-i Ali... Pirimiz, sultanımız Hacı Bektaş-ı Veli... Demine devranına Hu diyelim Hu "

Hacı Bektaş-ı Veli'nin sohbetlerini takip ederek ona manevi olarak  bağlananlara "Bektaşi" denilir. Hacı Bektaş-ı Veli  öğretisinin temelini  “Yolumuz, ilim, irfan ve insanlık sevgisi üzerine kurulmuştur" sözleriyle belirtir.İncinsen de, incitme”, “Her ne ararsan kendinde ara” sözleri ile felsefesini açıklar ve bütün insanlığı sevgi, barış ve kardeşliğe şöyle çağırır:
Sevgi muhabbet kaynar yanan ocağımızda
Bülbüller şevke gelir gül açar bağımızda
Hırslar kinler yok olur aşkla meydanımızda Aslanlarla ceylanlar dosttur kucağımızda.

Hacı Bektaş-ı Veli ‘nin eserlerinden bazıları şunlardır:
Makalat - (Farsça)
Kitâbu'l-Fevâid
Şerh-i Besmele
Şathiyye



HACI BEKTAŞ-I VELİ ‘NİN ÖĞÜTLERİNDEN ve SÖZLERİNDEN BAZILARI

Marifetin birinci makamı edep, ikinci makamı, korkudur. Üçüncü makamı, az yemektir. Dördüncü makamı, sabır ve kanattır. Beşinci makamı, utanmaktır. Altıncı makamı, cömertliktir. Yedinci makamı, ilimdir. Sekizinci makamı, marifettir. Dokuzuncu makamı, kendi nefsini bilmektir."

“İnsanın cemali sözünün güzelliğidir.”
“Hiç bir milleti ve insanı ayıplamayınız.”
“Hakikatın ilk makamı, toprak olacağımızın bilinmesidir.”
“Nefsine ağır geleni kimseye tatbik etme.”
“Ayağa kalkarsan hizmet amacıyla kalk,
Eğer konuşacaksan hikmet ile konuş,
Oturacağın zaman, saygı ile otur!” 

“Karşısındaki insanın iyi olmasını isteyen, önce kendisi iyi olmalıdır.

Hayatının büyük bir kısmını Hacıbektaş’ta geçiren Hacı Bektaş-ı Veli, ömrünü de burada tamamladı. Mezarı, Nevşehir iline bağlı Hacıbektaş ilçesinde bulunmaktadır.


ADNAN OKTAR:  Çok sevecendir aleviler, Bektaşiler de öyle. Yani böyle coşkun bir Allah sevgisi ve insan sevgisi vardır. Lafını, sözünü bilir, olgundur insaniyetlidir, derin insanlardır, yani derin insanlardır, yani derin düşünürler. (Eylül 2008,  İran Al Alam TV)

ADNAN OKTAR: Ben Hacı Bektaş kasabasına gittim, orada kaldım. Alevi aileler ile tanıştım. Benim de eniştelerimin iki tanesi Alevi’dir. Onlarla görüştük. Aleviliği inceledim, Alevi ileri gelenleri ile görüştüm. Bizim evimize geldiler. Türkiye’nin çimentosu. Baktık, aslan yatağı. Hepsi delikanlı, yani baş eğmez, yiğit insanlardan oluştuklarını gördüm ve sevgi insanları, şefkat insanı, merhamet insanı. Hayvanlara ayrı sevgileri, bitkilere, insana, gökteki kuşlara karşı, hep barış insanıdır Aleviler. Ve genel kültüre çok önem verirler. Yani düşüncenin gelişmesine, sanata, bilime çok önem verirler. Dolayısı ile, Hz. Ali (r.a)’yi de çok sevdikleri  için, Hz. Ali (r.a.)’de benim dedem olduğu için, ben de onları canım gibi çok seviyorum. Allah mübarek etsin. Gönülleri çok rahat olsun. Aleviler, Hz. Mehdi (a.s.)’nin de aslanlarıdır. İnşaAllah Hz. Mehdi (a.s.)’nin manevi yardımcılarıdır, ahir zamanda. (6 Ocak 2010 )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder