Cüzi İrade De, Külli İrade De Kader İçerisindedir


Hiç şüphesiz, Biz her şeyi kader ile yarattık.
(Kamer Suresi, 49)

- 31 Mart 2010 -
SUNUCU 1: Kader eksenli, cüzi ve külli iradeyi bize açıklar mısınız Hocam?
ADNAN OKTAR: Cüzi irade de külli irade de, her ikisi de kader içindedir. İşte ata, kaza dedikleri cüzi irade, külli irade denen şeylerin tamamı, Allah’ın tek bir ana kaderi vardır, esas kaderi vardır, hepsi onun içindedir. Mesela “son anda kaderi değişti” diyor. O da kaderindedir. Yani asıl kaderindedir. Öyle bir şey olmaz yani. Çünkü bakın, tek bir an içersinde olup bitti diyoruz. Artık onun dışında yeni bir gelişme olmaz.
SUNUCU 2: Yani kaderi değiştirecek hiçbir güç yoktur, Allah-u Teala’nın dışında.
ADNAN OKTAR: Yok, hayır olup bitmiş yani, tek bir an diyoruz. Bak an, sonsuz kısa zamandır. Sonsuz kısa zamanda olup bitmiş, nasıl bu değişsin? Yani neden değişsin?
SUNUCU 2: Hocam geçmiş ve gelecek kavramı yanlızca bizler için var aslında değil mi? Allah-u Teala için aslında hepsi aynı, geçmiş gelecek.
ADNAN OKTAR: Tabii, hayır zamanı Allah yaratıyor zaten. Mekanı da yaratan Allah. Kendi de zamanın ve mekanın dışında, münezzeh yani. Bizim için zaman var. Bizim için var mekan. Yani insanlar Allah’ı, mutlaka zamanın ve mekanın içinde görmek istiyorlar. Öyle değildir Allah. Yani bizim için mesela olağanüstü ama Allah için olağanüstü değil zaman ve mekan. Yani O’nun yarattığı bir şey zaman ve mekan. İnsan son derece aciz yaratılmıştır, acz içinde yaratılmştır, ama Allah’ın ruhunu taşır. Biz müsbet bakacağız olaylara, sevgi gözü ile bakacağız, pozitif, olumlu bakacağız. Hayır gözü ile bakmak çok önemlidir. Negatif baktın mı şeytanın ülkesine doğru girmeye başlarsın. Yerin altına doğru girmeye başlarsın. Ayette var ya işte, “bir dalga gelir” diyor Allah, “onu bir dalga daha bürür” diyor, şeytandan Allah’a sığınırım. “Karanlıklar içindedir” diyor şahıs. İnsanlar hep karamsarlığa yatkındırlar. “Allah insanlara zulmetmez” diyor Allah onun için Ayette, “insanlar kendilerine zulmediyor diyor. Eğer aslında iman, samimiyet, akıl tam iç içe, güzel değerlendirilirse, insan son derece neşeli ve sağlıklı olur, güzel olur.
SUNUCU 2: Evet, Hocam, Yunus Suresi’nde de şöyle diyor, “De ki: ‘Ey insanlar, şüphesiz size Rabbinizden hak gelmiştir. Kim hidayet bulursa, o ancak kendi nefsi için hidayet bulmuştur. Kim saparsa, o da, kendi aleyhine sapmıştır. Ben sizin üzerinizde bir vekil değilim’” diyor.
ADNAN OKTAR: İlginçliği burada, hayret vericiliği burada. Mesela yaşanmış, bitmiş olduğu halde, biz sanki kendimiz yapıyormuşuz gibi oluyor. Mesela bu konuşmayı ben çoktan yaptım, daha annemden doğmadan yapmıştım. Ama şu an sanki yeni konuşuyormuşum gibi oluyor. Siz de sanki yeni dinliyormuşsunuz gibi oluyor. Halbuki çoktan konuştuk, bitti. Anı iyi anlamak lazım. Yani tek bir an anlaşılırsa, zaman olmadığı anlaşılırsa, bu konu da zaten çok net anlaşılır. Karmaşık bir konu yok aslında, çok net.
SUNUCU 1: Hocam bu bizim kaderimiz, yani konu olarak. Bir de dünyanın kaderi var. Mesela Allah-u Teala Mehdi (a.s.) için, dünyanın ömrünü uzatacağını söylüyor.
ADNAN OKTAR: Evet.
SUNUCU 1: Kader değişmez dedik ya, peki araya Allah-u Teala’nın kaderi işte değiştirebileceği, başka şeyler girer mi? Mesela sadaka belayı defeder.
ADNAN OKTAR: İşte o defetmesi kaderde olmuş oluyor.
SUNUCU 1: O da yine onun içinde oluyor.
ADNAN OKTAR: Tabii, uzaması da, Mehdi (a.s.) vesilesi ile uzaması da dünyanın ömrünün, o da kaderde olmuş oluyor. Evet. Yani ana kader içerisinde hepsi bitmiş durumda.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder